ANNE-BABA EĞİTİMİ
Anne-baba eğitiminin en temel amacı; anne-babanın çocuklarına karşı olumlu tutum ve davranış geliştirmesine yardımcı olmak, anne ve babalara çocukları ile nasıl sağlıklı iletişim kurabileceklerini anlatmak, çocuğun süreç içinde değişim ve gelişimine ilişkin özelliklerini aktarmaktır. Etkili anne-baba eğitiminden, cinsel eğitime kadar çocuk ve genci ilgilendiren farklı konularda anne-babalara rehberlik etmektir.
Konuyla ilgili yapılan araştırmalarda; anne-baba eğitim programı sonucunda anneleri eğitim görmüş çocukların zihinsel, duygusal ve sosyal gelişmelerinin, anneleri eğitime katılmamış olanlardan farklı olduğu, bu çocukların okul not ortalamalarının ve okullarıyla ilişkilerinin daha başarılı olduğu, kişilik ve sosyal gelişim açısından daha az bağımlı, fiziksel ve sözel olarak yaşıtlarına göre daha iyi bir seviyede oldukları görülmüştür.
Çağın getirdiği hızlı toplumsal değişim, çocuk yetiştirmede bilgi ve donanım eksikliği, ana-baba okuluna yönelik duyulan gereksinimi artırmıştır. Okulumuzda Psikolojik Danışma ve Rehberlik Hizmetlerinde problem ortaya çıktıktan sonra, bu probleme müdahale edilmesini savunan kriz yaklaşımından çok, problemlerin oluşmadan önlenmesine yönelik yardımları kapsayan koruyucu yaklaşımlar benimsenmektedir. Bu çerçevede anne ve babaların bilgilendirilmesi ve becerilerinin geliştirilmesi amacıyla, anne ve babalara yönelik eğitim çalışması yapılmaktadır.
Nasıl Yardım Edebilirim?
Bu çocuklar genellikle kendilerini yaşıtlarıyla aynı seviyede görmezler. Bir kısmı ayırt edilmişlik veya bir yalnızlık hissine kapılırlar. İçine kapanıklıkları sebebiyle arkadaş sayıları birkaçı geçmeyebilir. Okullardaki dersler onları sıkabilir. Bunlardan bazıları, yaşıtlarıyla birlikte olabilmek için yeteri kadar başarılı olmak istemeyebilir. Eğer duyguları beslenmezse, toplum dışında kalabilir, hatta suça meyilli hale gelebilirler. Yetişkinler, bu çocukların özel ihtiyaçlarını fark edip, potansiyellerini değerlendirebilmeleri için onlara yardımcı olmalıdırlar.
Tecrübesiz anne ve babaların evdeki üstün yetenekli ve hünerli çocuklarıyla ilgilenmesi, hiç de kolay olmaz. Özellikle okul öncesi dönemde böyle bir ebeveyn, yardıma ve rehberliğe muhtaçtır. Anne ve babalar bu konuda Okyanus Kolejleri Psikolojik Danışma ve Rehberlik Birimleri’nden yardım alabilirler. Üstün yetenekli bir bebek, diğerlerine göre daha az uyur, dolayısıyla daha fazla ilgi ve ihtimama ihtiyaç duyar. Bu yüzden büyükanne, büyükbaba gibi ailenin diğer fertlerinin de yardımı istenebilir. Bu çocuklar konuşmaya başladıktan sonra sürekli sorular sorar ve otorite altına girmek istemezler. "Bunu yapacaksın, çünkü ben öyle istiyorum!" şeklinde bir yaklaşım, tesirli olmaz. Çocuklarının sorularına cevap veren ailelerin, onlarla otoriter ailelere nazaran daha güçlü bir yakınlık kurdukları görülmektedir. Bu çocuklara sabır, alâka ve saygı gösterildiği an, onlar da hürmete riayet ederek karşılık vermektedirler. Çocuklar büyüdüklerinde, aile toplantılarına katılabilirler, böylelikle sorumluluk paylaşma ve tartışma yetenekleri gelişir. Böyle bir ortamda çocuk kendisini söz hakkı olan bir aile ferdi olarak hisseder. Bu arada anlaşmazlıklar ortaya çıkarsa, hissi destek bekleyecekleri unutulmamalıdır.
Üstün yetenekli çocuklar geleceğin liderleri, bilim adamları, fikir adamları ve sanatçılarıdır. Böyle bir milli servet heba edilemez. ABD'de, İngiltere'de, İsrail'de ve Hollanda'da olduğu gibi, bu tür çocuklara özel programlar uygulayan kurumlar açılmalıdır.
Kaynakça:
"A Short Summary of Giftedness", http://www.eskimo.com/~user/zbrief.html
"Gifted Children", Y. Yılmaz, The Fountain. July-Sep. 1996, Vol. 2, No. 5, ss. 5-7.
"Gifted Children and Students", http://www.nexus.edu.au/Publicat/Policies/gifted.html
"Identifying Gifted Children and the Invisible Child", http://www.rmplc.co.uk/orgs/nagc/gifted.html
"Positive and Negative Characteristics of Gifted Children", http://dent.edmonds.wednet.edu/EEN/positive.html
Ailelere Öneriler
Anne ve baba olarak, üstün zekâlı çocuğa yapabileceğiniz en büyük yardım, üstün zekâlı çocuğun diğerlerinden farklı olmadığını kabul etmek olacaktır. Yalnız onlar çeşitli yönlerden daha şanslıdırlar.
Üstün zekâlı çocuklarda diğer çocuklara benzediklerinden nasıl diğer çocukların oynamalarına, üst başlarını kirletmelerine, eğlenmelerine izin veriliyor, bunları hoş görüyorsak, aynı şeylere üstün zekâlılar içinde hoş görmemiz gerekir. Yaşından ileri zekâ düzeyinde diye 1-2 yaş büyüğünün davranışlarını beklemek doğru olmayacaktır. Üstün zekâlı çocuklarda diğer bütün çocuklar gibi sevgi, güvenlik, anlayış ve saygıya ihtiyaç duyarlar.
Bu türden çocukların yeteneklerini besleyip geliştirmekle beraber, her yönden örnek bir insan olarak yetişmelerini sağlamalıyız. Bunun için de onların üzerinde düşünecekleri, yapacakları araç ve gereçleri eğitim materyallerini sağlamalıyız. Bu araç ve gereçler özel yetenekleri ve zekâlarını geliştirici nitelikte olmalıdır. Okul öncesi üstün zekâlı çocuklara evin sağlayamadığı çeşitli eğitsel ortamları, okul öncesi kurumlar sağlayabilir.
Üstün zekâlı çocuklar okula başladıktan sonrada özel etkinliklere ve dengeli bir yaşama ihtiyacı vardır. Tek bir oyun oynayan veya tek bir alan içinde sıkışıp kalan çocukların, bütün çalışma ve boş zamanlarını değişik alanlara yöneltmelerini istemeliyiz. Çocuk kafasını çalıştırdığı zaman bedenini de çalıştırmalı, değişik çocuk oyunlarına, etkinliklere katılmalıdır.
Çocukların olumlu yönde yetişmeleri için her zaman okulla işbirliği gerekir. Öğretmenin rehberliğinde, okuldaki etkinlikler evde de sürdürülmeli, çocuğun yetenekli olduğu alana yönelmesi sağlanmalıdır.
Bu çocuklarda "Üstünlük Duygusu" yaratmak, aynı “Aşağılık Duygusu” kadar zararlı sonuçlar doğurur. Çocuk arkadaşlarını ve çevresindekileri aşağı görür ve toplumda yalnız bir kişi olarak yaşamına devam etme tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. Onun için üstünlük duygusunun çocuklarda yaratılmamasına dikkat edilmelidir.