Genel Müdürlük toplantı odasında düzenlenen etkinliğe, Okyanus Kolejleri'nin İstanbul'daki kampüslerinden kampüsü temsil eden öğrenciler ve öğretmenler katıldı. İstanbul dışındaki kampüsler ise etkinliğe gönderdikleri sorular ile katıldılar.
Okyanuslu öğrenciler, Kurucu Orhan Özbey'e sorularını yönelterek kendisi ve Okyanus Kolejleri hakkında merak ettikleri konuları gün ışığına çıkardılar.
Okyanus Kolejleri Lise kademesi ana bölüm başkan Yavuz Altaş açılış konuşmasını gerçekleştirerek Orhan Özbey'e ayırdığı vakit için teşekkür etti. Konuşma ardından Orhan Özbey, öğrencilerin sorularını cevapladı.
Okyanus Kolejleri’nin Diğer Kolejlerden Farkı Nedir?
“Hepimiz kolej olarak MEB müfredatını uyguluyoruz. Buna ek olarak inovasyonunuz ve ek müfredatınız varsa farkınız budur. Bazen bu bir kolejde olup başka kolejde olamayabiliyor. Okyanus Kolejleri olarak 1979 yılından itibaren Kültür Dershaneleri ile başlayan eğitim hayatında bir geçmişimiz ve tecrübemiz var. Kolejimizin lejandı ve farklılığı “Eğitim ve Yaşam Merkezi” olması idi. Öğrenci okula sadece öğrenmek için kendisini farketmek ve farkedilmek için, arkadaşlıklar edinmek için geliyor. Bir okul bir öğrenciye eğitimle beraber arkadaşlıklar katar.
Arkadaş çok önemli, ailemizle bile paylaşamadığımızı arkadaşımızla paylaşabiliyoruz. Bu sebeple Okyanus Kolejleri kampüsleri bir öğrenci için eğitim ve yaşam merkezi olacak fiziki özelliklere sahiptir. Aynı zamanda Eğitim ve Yaşam Merkezi olarak okullarımızda kulüpler yer almaktadır. Yine öğrencilerimizin iyi bir kariyer tercihi yapmaları için Kariyer Kulüpleri de kuruldu.
Aynı zamanda Okyanus’taki İngilizce eğitiminin ile her yönüyle mükemmel olmaya gayret ediyoruz. Son yıllarda kullandığımız MAPP Kariyer Testi ile ilgi, yetenek ve motivasyonuna göre 12 yaşından itibaren öğrencilerimizi test edip ona göre eğitiyoruz.”
Okyanus Kolejleri’ni Kurmanızda Size Ilham Veren Şey Ne Oldu?
“Okyanus Kolejleri’ni kurarken evrensel değerlere sahip bir neslin yetişmesi, nitelikli, izzetli bir topluluk düşüncesiyle yola çıktım. 1979’dan beri bu gayenin peşindeydim.
Öğrencileri kısa zamanda yoğun olarak üniversite sınavı için çalıştırmak gayesinde olan dershanecilikle bunu yapamazdım.
Bunu sağlayabileceğim yer, kolejdi. Böyle evrensel değerlere sahip, izzetli bir nesil yetiştirmek için kolejleri açtım.
İnanıyorum ki, evrensel değerlere sahip, nitelikli bir nesil yükselecek gelişecek .
İnsan son derece özel ve değerli bir varlıktır. Kendisinde sıradan duyguları, anlayışları yaşatmamalı, kendisine yakıştırmamalıdır.”
İşinizde Unutamadığınız Bir Anınız Var Mı?
“İşimde hayatımın çok kritik bir dönemi var. O dönemi atlatmasaydım bugünlere asla gelemezdim. Kültür Dershaneleri Beyazıt’ta 3 katlı bir binadaydı ve kirası 50 liraydı. Aslında 25 lira olması gereken kira bedel, o zamanlarsa telefonun çok az olmasından ve binada telefon olmasından dolayı 50 liraydı.
O zamanın çok büyük parasıydı ve telefon çok azdı. Telefonlu olduğu için kirası yüksekti. 85 öğrenci ile masraflar kurtarmıyordu. Sabah sobaları yakarak sınıfları ısıtıyordum. 2. Dönem öğrenci sayımız 110 oldu. Bir hademe tutuldu , sonra öğrenci sayımız 150 oldu, bir sekreter tutuldu.
O zamanki hedefim, üniversiteye hazırlık dergisi çıkarmak ve oradan kazandığım parayla da dershaneciliği geliştirmekti.
Eylül ayıydı, Kapalıçarşı’daki bir arkadaşıma gittim. Ondan Ekim-Kasım ayında ödemek şartıyla borç yarım kilo altın aldım.
Dershanemin reklamını yapabileceğim bir reklam bütçem yoktu. Bir üniversite rehberi yapmak istedim. Bu rehberde üniversitelerin listesi, tercih puanları, örnek soruları yer alacaktı
Önce oturdum tüm lise müdürlerine mektup yazdım. Okullardaki lise son sınıfların sınıf başkanlarına binlerce mektup yazdım. İçine de 48 kişinin adres yazabileceği bir form koydum. Adını, soyadını ve adresini yazan herkese bu rehberi bedava gönderiyoruz diye mektup yazdım. Binlerce mektup geldi. 120 bin adet üniversite rehberi basıp gönderdim. Üniversiteye hazırlanmak için Üniversiteye hazırlık dergimiz var bu dergiye abone olun dedim. Derginin iki sayfasından bir sayfası dershanenin reklamıydı. Büyük çapta talep oldu. Çok iyi hocalarla, çok iyi dergi hazırladık. Aldığım borcu vaktinden önce ödedim.
Dergileri bastım gönderdim. Kazandığımız parayla Kültür Dershaneleri’ni büyüttük.”
Yaşayıp da “Yaşamasaydım Keşke” Dediğiniz Neler Var?
“Hayatımda, yaşamasaydım keşke dediğim birşeyim yok. İyi bir eğitim yapabilmek, öğrencilere iyi bir eğitim yaptırabilmek ve kurum adını yaşatabilmek yapmak istediğim şeylerdi. Bunları da gerçekleştirdim.”
Kariyerinize Sıfırdan Başlamış Olsaydınız Neyi Farklı Yapardınız?
“MEB kanunlarına yönergelerine tabi olduğumuz için her zaman farklı bir şey düşündüm ama MEB müfredatı karşımıza çıktı. Düşünüp de yapamadığım şey olarak, MEB’i yönledirme konusunda çok geciktiğimi düşünüyorum. Sivil Toplum Kuruluşları’na, derneklere girmedim, Milli Eğitim ile görüşmedim, keşke girseydim ve görüşseydim. Birçok şeyi Milli Eğitim ile birlikte yapılandırabilirdik.”
Yabancı Dil Eğitimi Ile Ilgili Neler Yapmak Istiyorsunuz?
“Okyanus Kolejleri olarak kullandığımız Cambridge sisteminden memnunuz. İngilizce eğitiminde Cambridge sistemini kullanmada istikrarlı olacağız, uygulayacağız ve taviz vermeyeceğiz. Öğrencilerimizi Lise 2.de PET seviyesinde Cambridge Sertifikası’nı alabilmeliler. Amacımız öğrencilerimizi hazırlık sınıfı okumadan üniversiteye başlayacak seviyeye getirmektir.”
Öğrencilerin Başarılı Olması Için En Önemli Faktör Nedir?
“Başarılı olmak için en önemlisi kişiliktir, kişiliğiniz olmalıdır. Kişilik 1 sayısı olarak başta olmayınca onun arkasına koyduğunuz 0’ların (yani bilgi, yetenek, eğitim vb.) bir değeri olmaz.
Başarılarımız genlerimizin elverdiği nispettedir. DNA denilen genler topluluğundan oluşuyoruz. Bizi bu sınırlıyor. Bilim adamları DNA’ya “genetik yazgı” derler. Doğrudur. Ne yapacağımız, neye yeteneğimizin olduğu DNA’mızda yazar. Başarısız hiçbir insan yoktur. Her insanın başarılı olacağı bir alan mutlaka vardır. Bunu tespit edeceğiz ve orada başarılı olacağız.
İnsanlarda bir genetik donanım vardır, istidatı geliştirirseniz kabiliyete yani yeteneğe dönüşür. Önüne piyano verirseniz yeteneğe dönüşür yoksa yatkınlık olarak kalır.
Birincisi, önce ben neyim onu tespit edin. Birinde doktor olma yeteneği varsa mimar olmak için gayret eder ama başarılı olamaz. Mimar olabilmek için tasarım, 3 boyutlu bütünsel düşünme yeteneği olmalıdır. Heveslerinizle değil, ilgilerinizle hareket edin. İlgilerimizle, kişilğimiz neye uygunsa onunla hareket edeceğiz.
Başarılı olmak çok önemli değil, biz doğruyu yapalım başarı arkasından gelir. İşinizi doğru yapınca para geliyor, o zaman da işinizi geliştiriyorsunuz.
İkinci olarak, BEN için değil BİZ için yaşayın. Dünyanın en büyük sıkıntısı bencilliktir. İnsan sosyal bir varlıktır ve herkes birbirine muhtaçtır.
Üçüncü olarak da ekip olarak dayanışma içinde olmak ve fedakarlık yapmak.”
Adı Neden Okyanus?
“Evrensel bir isim olduğu için adı Okyanus. Eğitim ve bilgi de evrenseldir. Biz merkezli olmaktan yola çıkarak bu okulu kendime değil, gençlere, öğrencilere açtığım için böyle bir isim seçtim.
Türkiye’de ilk üniversite hazırlık kitaplarının tamamını öğretmenlerime yazdırdım.
Her şeyi evrensel düşünmek lazım. Türkler sınırları üç kıtaya yayılmış bir imparatorluğun geleneğini taşıdıkları için evrenseller.”
Biyoloji Dersine Giriyor Olsaydınız? Dersi Nasıl İşlerdiniz?
“Biyoloji öğretmenliğini 1999 yılına kadar severek yaptım. “Kültür Dijital” adıyla 2-3 konuyu slayt ve video olarak hazırladım. Biyoloji ile ilgili iki kitap yazdım: “Besinlerin Yolcuğu” adlı kitabımla sindirim sistemini, “Hayat Alfabesi” DNA ve üremeyi anlattım. Hayatım boyunca öğrenciliğimde de derse hep konuyu bir gün önceden okumuş olarak hazırlıklı gelirdim.”
Okul Öncesi Eğitim Konusunda Düşünceleriniz?
“Çocukta karakter gelişimi 3-4 yaşında tamamlanmış oluyor. Bir insanın en büyük öğretmeni annesidir. En çok güvendiğiniz kişinin aktardığı bilgiyi daha iyi öğrenirsiniz. Bilgi kolay, bilgiyi her şekilde öğrenci alabilir. Bilgi verilebilir. Karakter ve kişilik çok önemlidir. Yalan problemini çözemeyen bir toplum huzura ulaşamaz.
Bir toplumun refah seviyesi ne kadar yüksekse bu yaptığı iyi şeylerden dolayıdır.
Bizim toplumuzun da gelişebilmesi bunlara bağlıdır: İnsan sevgisi çalışkanlık, dürüstlük. Örneğin Güney Kore’de üç şey çok önemlidir: çalışkanlık, kurumsal olmak ve insan sevgisi.
Uyanıklık, başkasının hakkını yemek kimseye fayda vermez. Aksine misliyle bedelini ağır öderseniz. bunların kimseye faydası yoktur. Her zaman dürüst olun. İyi özellikleri olan insanın potansiyelini çoğaltmak lazım.”
Okyanus Kolejleri’nin Türk Eğitim Sistemi Için Ne Gibi Planlarınız Var?
“Türkiye’de güçlenmeyi planlıyoruz, uluslararası alanda büyümek için zamana ihtiyacımız var. Fiziksel özellikleri güzel olan kampüsler açıyoruz. Hedefimiz 10 yılda Türkiye çapında 200 kampüse ulaşmaktır.
Eğitimde olan tecrübemizin Türkiye’ye yayılmasını istiyoruz.
MEB nezdinde de çalışmalarımı sürdürüyorum. Mevcut anadolu ve melek liselerinin kapatılarak, kariyer lisesine dönüşmesi lazım.
Ortoakula kadar temel, ondan sonra mesleki eğitim verilmeli. Lise son sınıfa geldiklerinde başarılı olanlar üniversitelere, diğerleri de teknisyen olarak ara bölümlere girmeliler.”
“Bisikletten Düşmemek İçin Devamlı Pedal Çevirmeniz Lazım”
Okyanus Kolejleri Ana Bölüm Başkanı Yavuz Altaş’ın “Bu kadar kişiyi istihdam etmek ve ailelerine imkan sağlamak nasıl bir duygu yaratıyor?” sorusunu cevaplayan Özbey, “Bu işte, kendinizi düşünme, işinizi ihmal etme gibi bir lüksünüz yok, düşmemek için devamlı pedal çevirmeniz lazım. İşadamlarının hayatı fedekarlık gerektirir, pek kendilerini düşünmezler. ‘Aman yanlış yapmayayım, ne yapmalıyız ki bu gemiyi batıradan götürelim’ diye düşünürler ve çalışırlar.” dedi.
“Öğrencilerimden Çok Şey Öğrendim”
Gençlerden çok şey öğrendiğini ve onlardan iyi enerji aldığını ifade eden Özbey, “Ben hep gençlerle çalıştım. Çok iyi öğretmen olmak için yaşlı olmak ve herşeyi bilmek gerekmiyor. Çok bilen değil, öğrenciyi motive eden ve onu çalıştırabilen iyi öğretmendir. Öğrencilerimden ben çok şey öğrendim.” diyerek sözlerini tamamladı.
Okyanus Kolejleri öğrencileri ve Okyanus Kolejleri Lise kademesi İngilizce Ana Bölüm Başkanı Yavuz Altaş Orhan Özbey’e sağladığı bu imkan ve ayırdığı zaman için teşekkür ettiler.
Etkinlik, birlikte yenen öğle yemeğinin ardından hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.
Haber | ||
Editör | Onca UĞURLU | |
Fotoğraf | Murat AKDEMİR | |
Tarih | 11 Mart 2016, Cuma 15:53 | |
Okunma | 3.624 defa okunmuş |
Henüz yorum yok, ilk yorumu yapmak ister misiniz?