Bir roman ya da hikaye yazarının masa başına oturup ilham gelmesini bekleyerek yazdığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Roman yazmak ya da kurmaca bir metin oluşturmak sanıldığının aksine hiç de kolay değildir.

Yazar ilk başta yaşam denilen heybeyi doldurmalı ve bunları yaşam kasasına atmalıdır. Kasa, yazarın yaşamıdır ve yaşam da kendisi için olmayan olayların izlenimlerini de heybesine doldurmak için bir fırsattır ona. Yazarlar yaşadığı, gördüğü, hissettiği her bir ayrıntıyı küçük bir deftere ya da bilgisayarına not etmelidir. Elbet bir gün onların kullanılma vakti gelecektir. Vakit dediğimiz şey yazarın yazma vakti ve kendini yazmaya hazır hissettiği vakittir. Aslında yazarın eşref saatidir. Bu belki bir gece vakti belki de karganın bile henüz uyanmadığı  bir zamanda ortaya çıkar.

Önce biriktirmelidir yazar. Çevresindeki hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan gözlemeli, insan seçmemelidir. Hani Mevlana der ya ‘ Yaradılanı hoş gördük yaradandan ötürü’ diye. Yazarlar da daima hoşgörülü olmalıdır. Herkesi anlamaya çalışmalıdır.

Her bir yazar aslında birer toplum mühendisidir. Toplumun nabzını iyi tutarlar. Aslında sizlerden aldıklarını yine sizlere satarlar. Balzac ‘Goriot Baba ‘ adlı muhteşem eserini yazdığında aslında hiç baba olmamıştı. Henüz baba olmadan,  babalık duygusunu bilmeden, babalığı birçok babadan daha iyi anlatan  ve okurken sizlere bu duyguları hissettiren yazarın önünde saygıyla eğilmek gerekir. Bir diğer örnek ise Murathan Mungan’ın Yüksek Topuklar adlı kitabında bir  kadının duygularını enine boyuna anlatmasıdır. Bir bayan olarak okurken karşı cinsten bir kişinin sizi sizden daha iyi tanıyor olması karşısında şaşkınlık ve hafif bir korku yaşarsınız. 

Eğer iyi bir yazar olmak istiyorsanız yazacaklarınızı baştan planlamalısınız. Kitabınızı kaç bölümden oluşturacaksınız, bu bölümlerde neyden bahsedeceksiniz ve sonunu nasıl bitireceksiniz, en başından belirlemelisiniz. Yazımın en başında da bahsettiğim gibi masa başına oturup ilham gelmesini beklemek,yazmak için hazırlıksız olmak boşa çabadır. Her işin içinde çaba harcamak vardır işin özünde. Bu özün içinizde bolca olmasını dilerim.

Ayşegül YAVUZEL

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni