21. Yüzyılda kaliteli eğitimin sırrı teknolojiyi etkin kullanmakla beraber eğitimin önüne geçirmemektir...

Teknoloji artık hayatımızın içinde yer alıyor. Bazı insanlar bunu kabul etse de etmese de, özellikle eğitim alanında, bu durumun önemi yadsınamaz. Geçmişe bakılacak olursa okullarda İngilizce derslerindeki ek materyalleri birçoğumuz hatırlarız. Dil laboratuvarları, sınıflarda kafeslerin içine konulup kitlenen tüplü televizyonlar, öğretmenlerin derslere gelirken yanlarında taşıdıkları kasetçalarlar ve daha birçoğu…

Teknolojinin 21. Yüzyılda özellikle yabancı dil eğitimini etkilediği aşikâr. Bu yüzyılın öğrencisi teknolojinin içine doğduğu için küçük yaşlarda telefon, tablet vs. gibi araçları zaten kullanmayı öğreniyor. Peki, bu durumu bir öğretmen dersinde nasıl lehine çevirmeli? Çoğu okulda şu anda ders aracı olarak akıllı tahta kullanımı mevcut. Bunlara ek olarak ses sistemleri ve projeksiyonlar da hemen hemen her okulda yerini almış durumda. İngilizce öğretmeni sadece gelip dil bilgisi anlatıp giden bir model değil. Bu çağda çocuklar zaten internet üzerinden her türlü bilgiye ulaşabiliyor. Bunlara öğretmenlerin de gelip sınıfta anlattığı konular dahil. Bu durumda öğretmene düşen İngilizceyi öğrenmeyi öğretmek oluyor. Bu sistem öğrencinin kullanacağı kitapları akıllı tahtalara, öğrencilerin kişisel bilgisayarlarına yükleme imkânı da tanıyor. Bu kitapların içinde elbet seviyesine göre içerikler mevcut ama kitabın içinde bir ünitede dil bilgisi, okuma, konuşma, dinleme ve yazma gibi becerilerin de test edilmesine imkân veriyor. Bu duruma alışkın olan öğrenciye de internet üzerinden verilen ödevler dikkat çekiyor.  Eskiden çocuğunun sürekli bilgisayar başında oturmasından şikayetçi olan bir veli de internetin doğru bir şekilde kullanılabileceğini görüyor. Bu noktada öğretmenin işini kolaylaştıran programlar da mevcut. Bir öğretmenin online olarak bir sınıf kurması, öğrencilere istediği konudan ödev ataması ve o ödevi istediği saate kapatması ve öğrencisinin saat kaçta sisteme girdiğini, kaçta ödevini bitirdiğini görebilmesi geçmişle kıyaslanınca öğretmenin öğrencideki gelişimi izlemesi daha kolay ve etkili hale geliyor.

Öğrencinin sınıftaki rolünün değiştiği, bilgiye ulaşma yollarının farklılaştığı ve çeşitlendiği 21. Yüzyılda kaliteli eğitimin sırrı teknolojiyi etkin kullanmakla beraber eğitimin önüne geçirmemektir. Bu çağın öğrencisine ulaşmanın en etkili ve verimli yolu teknolojiyi eğitimin ihtiyaçlarına göre kullanmaktır. 

DİLEK DERELİ
İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ