“Katun” şeklinde kullanılır. Bu kelime, “hatun” kelimesine dönüşerek Türkçeye girmiş. Kelime, esasen “han eşi” anlamına geliyor. Osmanlıcada “xatun”, “yüksek sınıf kadını, hanım” anlamında saygı ve şerefi ifade eden sultan eşlerinin bir rütbesi olarak Farsçadan geçmiş. Zamanla “han” ile ilgisini kaybediyor ve anlam genişlemesine uğrayarak genel anlamda kadını ifade etmeye başlıyor.

Tarih boyunca kadınların toplumdaki önemi çoğu zaman göz ardı edilmiştir. Bununla birlikte toplumun değişmesinde ve gelişmesinde kadın önemli bir paya sahiptir.

Nazan Bekiroğlu’nun penceresinde kadın,

Duy beni yazılmış ve yazılacak olan bütün hikâyelerin kadın kahramanları.
Bütün o yaşanmış ve yazılmış olan,
bütün o yaşanmamış ve yazılmamış olan
hikâyelerin kadın kahramanları.
Kadınlar ve kızlar,
dişil ve doğurgan,
duygusal ve duyarlı olan.
Eril olmayan yani,
fethetmeyi değil fethedilmeyi bekleyen kale, daima.

Eski çağlardan beri varoluşun temeli olan; hiçbir tanıma vakıf olmayan, evrenselliğiyle tüm toplumların aydınlığı, kadın, kahramanlıklarıyla hep bir adım önde olmuştur.  Yazarlarımız ve şairlerimiz romanlarında şiirlerinde sık sık kadının önemine değinmiştir.

Yaşar Kemal Türk kadını için: ‘’ “Bizim kadınlarımız bütün kötü durumlarına karşın daha başkaldırıcı.” diyerek kadınların gücünü vurgulamıştır. Eserlerinde kadın imgesi umudu ve emeği simgelemiştir.

Son dönemlerde ne acı ki Yaşar Kemal’in bakışını geri planda bırakıyoruz. Biz ki kendi benliğimizi geri planda bıraktığımız sürece ilerlemek çok güç olacaktır. Sabahattin Ali’nin sözleri gelir aklıma,“Büyük şehirlerimizde olsun, küçük şehirlerimizde olsun; münevver kadınlarımız olsun. Memleketteki bütün mânialara, bütün alakasızlığa rağmen kendisini erkeklerden daha aşağı olmayan bir dereceye yükseltmelidir kadın, fakat bu kâfi değildir. Bu hiçtir, memleketin bütün kadınlarına medeni hayatta layık olduğu rolün verilme zamanı gelmiştir. Artık okuyan kızlarımızın boş fakat bilgiç ve manasız bozuk bir kukla olmaktan, alelumum kızlarımızın satılık bir mal, bir vitrin eşyası haline gelmekten kurtulması lazımdır...”  Sabahattin Ali’nin bu sözleri eğitimin kadını özgürleştireceğini vurgulamıştır.

Eğitimin ışığında eğitimli kadın, güçlü toplum mutlu yarınlar demektir. Bunun bilincinde olarak kadının değerini ve önemini korkmadan haykırmalı ve yaymalıyız.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi "Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın."

Elif KARAGÜNEY

 Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni