Erken Yaşta Yabancı Dil Öğrenmenin Önemi
Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araç ve sözlü bir iletişim olarak tanımlanır. Düşüncelerin ve duyguların içgüdüsel olmayan bir sistemle, insanlara özgü semboller aracılığı ile dışa vurumu olarak da ifade edilebilir.
Tüm çocuklar ‘dilsiz‘ dünyaya gelir. Dil zamanla şekillenir ve bireyin ana dilindeki yeterliliği, yaş düzeyi ile doğrudan ilişkili olarak gelişir. Ana dilini öğrenmeyi tamamlayan çocuklar hedef dili öğrenmede daha başarılı olurlar.
Çocuğun dil ediniminde dinleme anlamadan önce gelir. Çocuk konuşursa daha fazlasını anlıyor demektir. Dil öğrenimi karmaşık bir alandır. Bunların başında bireysel farklılıklar, öğrenci yaşı, zeka seviyesi, sosyo-ekonomik düzeyi, motivasyon ve kaygı unsurları önemli ölçüde etkilidir.
Küresel dil halini alan İngilizce yaygın şekilde öğrenilmekte ve öğretilmesi hedeflenmektedir. Amaç, hedef dilde iletişim becerilerini edinmeyi başarmanın yanı sıra, motivasyon sağlanarak bireyde farkındalık düzeyinin arttırılması ve isteğin oluşturulmasıdır.
MEB (2006) ve Türkiye İstatistik Kurumu (2008) verilerine göre ülkemizde zorunlu ders olarak verilen yabancı dili yaklaşık 11 milyon öğrencimiz öğrenme çabasındadır. Ancak karşılaşılan sorunlar çözümsüz kalmakta ve yabancı dil öğrenme, bir kaygı ve korku ötesine geçememektedir. Çocukların yabancı dil algısı ve tutumu, başarısızlık kaygısı ve korkusu ile eşittir.
Yabancı dil kaygısı, Gardner ve MacIntyre (1993) tarafından, yabancı dilde tamamen yeterli olmayan birey tarafından dilin kullanımını gerektiren durumlarda bir korku olarak tanımlanmaktadır.
Henüz yürüme çağına gelmemiş bir çocuğa nasıl ki yürümeyi öğretmek zor ise hedef dilde olgunluğa erişmemiş çocuğa hedef dili öğretmekte bir o kadar zor ve olumsuz sonuçlanması kaçınılmazdır.
Sinirsel dilbilim ‘’Nörolinguistik’ alanında yaptığı çalışmalar, Chomsky’nin dil ediniminde biyolojik temellerin olduğunu savunması ile yapılan çalışmalara farklı bir pencere açmasına yol açmıştır. Doğuştancılık ‘innativism’ ilkesi ile nasıl ki bir çocuk belli bir yaşta yürüyebiliyorsa öğretilmeksizin; hedef dili de hedef dili konuşan kişilerin bulunduğu ortamda ediniyor olması doğaldır.
Evrensel ve sistematik alanın birer parçasıysak hepimiz;
Biz ki çocuklar dil’siz isek,
Olur musunuz bizim dilimiz?
Çiğdem ÖNER
Beylikdüzü İngilizce Zümre Başkanı
KAYNAKÇA
Çiftpınar, B.LANGUAGE LEARNING IN THE LIGHT OF BIO-LINQUISTIK VIEWPOINT AND TYPES OF APHASIA
Crain, Stephen ve Martin L. Diane (2003). An IntroductiontoLinguisticTheoryand Language Acquisition. Oxford: Blackwell Publishing
Aydın, S. Apr 09, 2015Journal of Language andLinguisticStudiesVol.4, No.1, April 2
Price, M. L. (1991). Thesubjectiveexperience of foreignlanguageanxiety: Interview
withhighlyanxiousstudents. In E.K. Horwitzand D.J.Young (Eds.),
Language Anxiety: FromTheoryandResearchtoClassroomImplications.
(101–108). EnglewoodCliffs, NJ: PrenticeHall.
Phillips, E. M. (1992). Theeffects of languageanxiety on students’ oral test performanceandattitudes. Modern Language Journal, 76, 14 – 26.
Türkiye İstatistik Kurumu, (2007). Yüksek Öğretim İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr
Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?