Bilim dünyasındaki gelişmeleri az çok takip ediyorsanız Elon Musk ismi ve Space X firması hakkında kesinlikle duyduğunuz ve bildiğiniz şeyler vardır. Elon Musk ülkemizi ziyaret ettiğinde ve Anıtkabir ziyaretinde bir hayli gündem olmuş ve ülkemizdeki takipçi sayısı 1 milyonun üzerine çıkmıştı. Hatta ülkemiz yeni nesil Türksat uydularının Falcon 9 roketleri ile gönderimi için Space X firması ile anlaşma yapmıştı. Son günlerde adını Starlink isimli bir proje ile yine duyuran Elon Musk ve Space X firması bir çok spekülasyon ve komplo teorilerinin oluşmasını sağladı.
Peki nedir bu Starlink projesi…
Gündemdeki komplo teorilerini bir kenara bırakırsak bu proje aslında küresel bir fiber internet projesidir. İlk etapda gönderilmesi planlanan 12 000 uydu ile sahra çölünden amazon ormanlarının en ucra noktasına kadar süper hızlı internet erişimini mümkün kılabilecek. Projenin son halinde toplamda 42 000 uydunun yörüngeye yerleştirilmesi hedefleniyor.
Süper Hızlı İnternete Ne Zaman Erişebileceğiz?
Space X,Starlink projesini 2015 yılında hayata geçirdi. 2018 yılının başlarında ilk iki uydu demo olarak gönderildi ve devam eden fırlatmalar ile 2019 Kasım ayı itibariyle 122 uyduya ulaştı. O günden beriayda bir gönderilen roketlerle her seferinde 60 dan fazla uydu yörüngeye yerleşti. Nisan 2020 de gönderilen uydularla beraber sayıları 420 ye ulaşan bu uydu kümesini geceleri gökyüzünde şerit halde görmek mümkün hale geldi. Geçtiğimiz nisan ayında ülkemizde de bu uyduları gökyüzünde görüp şaşkınlıkla izleyen ve sosyal medyada paylaşımları ile gündem olmasını sağlayan büyük bir kitle bulunmaktaydı.
Space X firması, 2020 yılının sonlarına doğru Kuzey ABD ve Kanada’ da hizmet vermeyi hedefliyor. 2021 de ise nüfusun yoğun olduğu bölgeler başta olmak üzere yavaş yavaş tüm dünyada hizmet verecek hale geleceğini belirtiyor. Projenin tüm adımlarının ve farklı sektörlerdeki hizmetlerinin başlayacağı son adımının ise 2027 yılına kadar süreceği belirtiliyor.
Starlink Uyduları Donanımsal ve Teknik Konularda Öncü
Starlink uydularının her biri yaklaşık 260 kg ağırlığında olup yaklaşık olarak bir masa büyüklüğündedir. Falcon 9 roketlerinden tam kapasite ile faydalanmak üzere düz panel bir tasarıma sahiptir. Her uydu hem kendi aralarında hemde dünya ile haberleşmek üzere 4 adet güçlü antenle donatılmıştır. Enerji ihtiyacını karşılamak üzere akordiyon şeklinde açılabilen güneş panelleri bulunmaktadır. Uyduların manevra yapabilmeleri, yörüngede aşağı yukarı hareket edebilmeleri için iyon motorları kullanılmıştır. Bu motorlar kripton yakıtı kullanan ilk uzay aracı olması özelliği ile tarihe geçmiştir. Sayıları her geçen gün artan bu uydulara, hem birbirleri ve yörüngede bulunan diğer cisimler ile çarpışmasını önlemek hem de bulunmaları gereken konumda hassas bir şekilde kalabilmeleri için, özel olarak geliştirilen ultra hassas navigasyon cihazı entegre edilmiştir. Ayrıca çarpışma riskini neredeyse sıfıra indirmek için her bir uyduya çarpışma önleyici modül eklenmiştir.
Falcon 9 ların Önemi
Space X fabrikalarında üretilen bu uyduların uzaya gönderilerek Dünya’nın yörüngesine yerleştirilmesi ise başlı başına ayrı bir iş. Bu zorlu görevde Falcon 9 roketleri önemli rol oynamaktadır. Falcon 9 lar Space X firmasının uzun süredir üzerinde çalıştığı yeniden kullanılabilen roketlerdir. 2018 yılında Tesla isimli otomobili uzaya çıkaran roketler, bugün de Starlink uydularını uzaya taşımaktadır. Bu roketlerin yeniden kullanılabilir olması projeyi mümkün kılan en önemli unsurlardandır. Çünkü 60 adet uyduyu aynı anda uzaya göndermek için önceden 600 milyon $ a ihtiyaç duyulurken, Falcon 9 lar sayesinde bu rakam 50 milyon $ civarındadır. Toplamda 42 000 adet uydunun gönderileceğini düşünülünce Falcon 9 ların önemi ortaya çıkmaktadır.
60 adet uydu roketin kapsülüne bir blok halinde üst üste dizilerek yerleştirilmektedir. Roket fırlatılıp Dünya atmosferini çıktıktan sonra kapsülün kapakları açılıyor ve blok halinde bulunan 60 uydu uzay boşluğuna bırakılıyor. Blok halinde bulunan uydular yörünge yolculukları sırasında yavaş yavaş ayrılarak, yan yana gelecek şekilde sıralanıyor ve Dünyadan yaklaşık 500 km uzaklıktaki yörünge konumlarına yerleşiyor. Şimdilik her ay gerçekleştirilen bu işlem, önümüzdeki süreçte gittikçe sıklaştırılarak projenin tamamlanmasını sağlayacak.
Süper Hızlı İnternet Ne Kadar Hızlı?
Oturduğumuz evlerin sokaklarının, şehirlerin hatta okyanusların altına döşenen milyonlarca km uzunluğundaki kablolar sayesinde fiber optik kablolar günümüzde kullandığımız en yüksek hızlı interneti bizlere sağlamaktadır. Bu kablolarda yapılan en iyi geliştirmelerle bile 62 milisaniyelik bir gecikme meydana gelmektedir. Normal şartlarda ise bu gecikme süresi yüzlerce milisaniye olabilmektedir. Starlink uyduları sayesinde bu gecikme süresi ilk etapta 43 milisaniye proje tamamlandığında ise 25 milisaniye olarak hedeflenmektedir. Çok ufak gibi görünse de bu fark biz insanların gigabayt mertebesinde internet hızına erişmemizi sağlayabilecek. Günlük hayatta kullandığımız internet 25 megabit/sn civarındadır. Özel paketlerle ülkemizdeki hızı 50 megabit/sn civarına çıkarabiliriz. Dünyada ise 100 megabit/sn hızla internete bağlanabileceğiniz şehirler bulunmaktadır. Ancak Starlink uyduları sayesinde 1000 megabit/sn hızla internete bağlanabileceğimizi düşünmek bile heyecan verici.
Geceleri Gökyüzüne Baktığımızda Bu Uyduları Görebilir miyiz?
Bu proje birçokalanda bizleri heyecanlandırsa da bazı konularda dezavantajları tartışılmaya başlandı. Örneğin astronomik gözlemleri etkileyecek ışık kirliliği oluşturması. Geçtiğimiz nisan ayından itibaren ülkemizde de dâhil olmak üzere bu uyduların gökyüzünde sıralanmış ışık çizgisi halini birçok kişi çıplak gözle gözlemledi. Hatta UFO oldukları bile düşünüldü. Ama asıl problemi bilimsel çalışmalar için Dünya üzerinde bulunan teleskoplar ile gökyüzünü gözlemleyen astronomlar yaşamakta. Uzun pozlama sürelerinde starlink uydularının güneş panellerinden yansıyan ışıklar, gözlem fotoğraflarında beyaz çizgiler şeklinde görünen bozukluklara sebep oldu. Space X firması bu şikâyetler üzerine panelleri kaplayacakları bir malzeme üzerinde testler yaptığını duyurdu ancak şuan için kayda değer bir gelişme elde edemedi.
Starlink Öncü Ama Tek Değil
Önümüzdeki yıllarda internet hızı ile ilgili alışkanlıklarımızın değişeceği kesin. Süper hızlı internetin gündelik hayatımızı nasıl etkileyeceğine dair çok farklı fituristik düşünceler mevcut. Akıllı şehircilik, endüstri 5.0, yapay zekâ gibi merkezi komuta ile internet üzerinden haberleşmeye dayalı sistemler üzerinde ciddi etkilerinin olacağı kesin. Bu sistemlerin gelişmesi ve yaygınlaşması için önemli bir adım olarak görülmekte.
Starlink projesinin tamamlanması halinde Space X firmasının 100 lerce milyar $ kar elde edeceği öngörülmekte. Bu pastadan pay almak isteyen farklı firmalarda bu konuda girişimlerine başlattılar. Örneğin Dünya’nın en zengin insanı olarak bilinen Amazon’un kurucusu JeffBezos’un konu ile ilgili çalışmaları devam etmekte. Hatta projesinin ilk etabını hayata geçirmek için gerekli hukuki başvurularını yaptığı bilinmekte.
Astronom Abdullah KARALAR
Okyanus Kolejleri Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi (UBAM) Sorumlusu
Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?