Sınav Stresiyle Başa Çıkmanın Yolları
Kaygı; nedeni bilinmeyen korkulardır. Belli bir düzeye kadar kaygı önemlidir ve olması gerekendir. Fakat yüksek seviyede seyreden kaygı korku ve paniğe dönüşür, yarar yerine zarar verir. Günümüzde gençlerin en çok yaşadığı kaygı türü, sınav kaygısıdır ve aslında birçok kaygının da temelini oluşturur. Sınav kaygısı,çevresel beklentiler ile pekişince korku ve endişe durumları görülmeye başlar. Ailenin çocuğuna yüklediği başarı misyonu çoğu zaman öğrenciyi panik durumuna sokar.
Peki, kaygıyı yaşamak normal bir süreç midir? Evet. Çünkü kaygı duymadığımız bir durum için harekete geçmeyiz. Bir olay, bir durum, bir sonuç bizim için önemli ise kaygı duyarız. Bu süreçte bu duygunun olağan kabul edilmesi gerekir. Sınava girecek öğrenci, kazanamama kaygısını yaşadığı zaman ders çalışır. Çünkü sınavı kazanmak onun için önemlidir. Bu nedenle kaygı normal bir duygu olarak kabul edilmeli ki ancak o zaman kontrol altında tutulabilsin.
Sınav filminde aktif rol alan öğrenci, düzenli, sistemli ve tekniğine uygun ders çalışarak kaygının üstesinden gelebilir. Gerçekçi hedefler koymalı ve mükemmeliyetçi olmaktan kaçınmalıdır. Derslerdeki başarısızlığı sadece çalışmanın getirdiği bir ürün olarak görmeli, kişilikle özdeş tutulmamalıdır. Sınavlarda yapılan hatalar tespit edilmeli, tekrarlamamak üzere telafi edilmelidir. ‘Kazanamazsam ne yaparım, ailemin yüzüne nasıl bakarım‘ gibi beyni olumsuz etkileyecek kodlamalardan kaçınmalıdır. Aslında kaygıyı kontrol etmenin temelinde düzenli ve sistemli ders çalışmak ve çevresel beklentileri göz ardı etmekle mümkün olmaktadır.
Veliler çocuklarına ‘sana güveniyorum, sen başarırsın, tek çözüm yolun sınavı kazanmak’ gibi cümlelerle sınavı olağanüstü bir durum haline getirmektedir. Öğrenci bu beklentiye layık olmak için kaygı çıtasını daha yüksek tutacaktır. Bazen güven vermek veya destek olmak adına söylenen bu iyi niyetli sözler, öğrencinin stres katsayısını artırmasına sebep olabilir.
Deneme sınav sonuçlarını takip eden aile, bazen çocuğunun puan düşüşünü yargılayarak onu eleştirmeye çalışmaktadır. Çeşitli cezai yaptırımlar uygulayarak, öğrencide ders çalışma isteği uyandırma çabaları tam tersi etkiler bırakabilmektedir. Öğrenci ders çalışmaya karşı isteksiz bir tavır içine girmekte veya tamamen ailenin beklentilerine göre yaşama eğilimi göstermektedir. Veli ve öğrenci birlikte gibi görünseler de aslında öğrenci yalnız kalmıştır. Veli sadece sınav sonuçlarına göre yorum yapmakta ve bu şekilde destek olmaktadır.
Kader birliği dediğimiz sınav hayatı, bu anlamda aslında duygu ve düşünce ayrılıkları oluşturmaktadır. Bu nedenle veliler çocuklarının başarılarını överken, başarısızlık durumunda da onunla birlikte bu girdap içine girerek, sorunun çözümden yana bir parçası olmalıdır. Şartlar ne olursa olsun, çocuklarının kendileri için değerli olduğunu hissettirmelidir. Farklılaşan sorumluluklardaki tek ortak nokta başarı beklentisi ise, aynı hisler paylaşılmalı ki sonuç alınabilsin.
Başarı dileklerimle...
Olcay TEKEL
Rehber Öğretmeni
Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?