Okyanus Koleji - Kolej, Özel Okul, Ana okulu, ilkokul, ortaokul, Lise | Salgın Hastalık: Phubbing/Sosyotelizm
Salgın Hastalık: Phubbing/Sosyotelizm
Salgın Hastalık: Phubbing/Sosyotelizm

Sosyal medyanın hayatımızda aktif var oluşu ve yanlış kullanımı, akıllı telefonların hayatımızı kolaylaştırmak için üretimi ancak insanın bunu hayatına olumsuzlukla entegre etmesi, fotoğraf paylaşmanın bir etkinlik haline dönüşmesi, sohbetlerin sosyal medya takipleri için kesilmesi, sofraya geldiğinde fotoğraf çekmek ve paylaşmak amacıyla soğuyan yemekler… Bu liste böyle uzar gider.


Bunun sebebi neredeyse hepimizin bir şekilde; okulda, evde, yolda, parkta bu durumlarla karşılaşıyor olmamız ve bizlerin de bu durumlara kimi zaman istemsizce kimi zaman da bilinçli olarak iştirak ediyor olmamızdır. Günümüzün büyük bir çoğunluğunu ele geçiren akıllı telefonlar iletişimimizin vazgeçilmez bir parçası haline dönüştü. Telefonlarımıza bir şey olduğunda, şarjımız bittiğinde, internet paketimiz sona erdiğinde hayatla olan bağımız kopmuş gibi hissediyoruz. Elbette burada söz konusu edilen çoğunluktur. Hayatlarına bu anlamda izole edilmiş şekilde devam edenler de vardır.

Uzaktaki arkadaşlarımıza ulaşmak, iş takibini gerçekleştirebilmek yani iş, aile ve sosyal çevremizle olan iletişimimizi devam ettirebilmek amacıyla kullandığımız akıllı telefonlarımız aslında iletişimimizin ortasında, iletişimimizi sekteye uğratan bir hal almıştır. Bu durumda popüler hareketlerden biri olan kavramsallaştırma yoluna gidilmiştir: sosyotelizm yani phubbing. İngilizce phone (telefon) ve snubbing (yok saymak) kelimelerinin birleşiminden oluşan, bireyin başka birey ya da bireylerle iletişim halindeyken ilgisini bir anda akıllı telefonuna yönlendirmesi ve algısını iletişimden kaçırmasıdır. Akıllı telefonların bilgisayar özelliği gösteriyor olması ve internete erişimin kolaylığı sosyotelizm kavramını çok boyutlu ve çok nedenli bir hale dönüştürmektedir. Bu boyutlar ve nedenler akıllı telefon ve internet bağımlılığının yanı sıra sosyal medya, oyun ve uygulama bağımlılıklarıdır. Oyun başında saatlerce vakit geçirmek, hayatı buna göre organize etmek ve bağımlılık yaratan bu oyun sonucunda hayatı sonlandırmaya kadar gitmek. Son dönemde fazlasıyla popüler olan ve sıkça duyduğumuz yüzden fazla çocuğun intiharına sebep olan ‘mavi balina’ oyunu buna bir örnektir.

Akıllı telefon kullanımı ve internet bağımlılığı durumları ise sosyal medya bağımlılığı ile içiçelik göstermektedir. Gün içerisinde farkında olmadan vaktimizin çoğunu aslında bedenimize ve bize zarar veren bilgisayar ve telefonlar ile geçirmekteyiz. Çağımızın hastalıklarından gene bir başkası olan kanser ve telefon kullanımı arasındaki ilişkinin kanıtlanmış olmasının dahi bir önemi yoktur!

Sosyotelizm  kavramına geri dönecek olursak bir salgın hastalık niteliği taşıdığını söyleyebiliriz. Bağımlı telefon kullanımı, karşındaki insanları umursamama, aslında kendi yaptığının farkında olmama ve bu duruma duyarsızlaşma… Kendi yarattığımız ‘sosyal’ dünyalarımızda iletişimde olduğumuzu sandığımız ama aslında sadece sosyal medya uygulamalarında gösterildiği kadarını bildiğimiz hayatlar yaşıyoruz. Trafikte insan hayatını hiçe sayarak bu bağımlılığı sürdüren insanlara ‘like’ atıyoruz. Dünyada bir milyona yakın insan aç yaşarken yemek fotoğrafları paylaşıyoruz. Yüz yüze söylemeye cesaret edemediklerimizi yaratılan mecralarda nefret söylemleriyle süslüyoruz, yapılanlara seyirci kalıyoruz ya da yapılanların bir parçası oluyoruz. Sınırlı kullanımlarla yıllar önce hayatımıza giren internet artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline dönüştü ve sosyotelizm (phubbing) gibi yeni kavramları bizlere ‘kazandır’dı. Bu noktada ‘Black Mırror’ dizisinin unutulmaz bölümlerinden bir tanesi olan üçüncü sezonunda ‘Nosedive – Dibe Vuruş’ ismiyle yer alan bölümü konunun görünürlüğü açısından bir örnek olabilir. İnsanların birbirlerini sosyal medya üzerinden aldıkları puanlara göre değerlendirdikleri ve iletişim kuracakları kişileri de bu puanlara göre seçmeyi gösteriyordu. Popüler olan sevilirin, onunla iletişim sağlanırın vurgulandığı bir bölümdü ve insanların hayatları ellerinde sürekli taşıdıkları telefon benzeri aletlerine bağlıydı. İnsanlar sokakta, cafede v.b. yerlerde gördükleri insanlara tanımamalarına rağmen puan vermekteydi ve gene bu insanlar puan alacaklarını bildikleri için dış görünüşlerine, hareketlerine, sosyal çevrelerine dikkat etmekteydi. Bir şekilde denetim altında tutulan insanların insan olmaktan çıkışlarıydı. Dizide yaratılan distopyadan çok uzakta değiliz ne yazık ki! Ancak kesinlikle bu görünürlüğün kazanılması için izlenmesi ve izletilmesi gereken bir bölüm olduğunu düşünüyorum.

Sosyotelizm (phubbing), başta sosyal ilişkilerimizde zararlı olmakla birlikte zihinsel ve ruhsal sağlığımız üzerinde de olumsuz etkilere sahiptir. Kişinin ait olma hissi, özsaygı ve kontrol gibi kendi benliğinin oluşumuna dair ihtiyaçlarının zarar görmesiyle depresyon, yalnızlık korkusu gibi durumlar ortaya çıkmaktadır. Aslında ne kadar da kontrolümüzdeymiş gibi olan ama kontrol dışı gerçekleşen bir durum! Eğer sizler de birisi ile konuşurken telefonunuza bakıyorsanız, sürekli telefonunuzu takip etme ihtiyacı duyuyor gözünüzü alamıyorsanız, her gece uyumadan önce yatağınızda telefonunuzdan kopamıyorsanız başta kendinize ve çevrenizde değer verdiğiniz insanlara saygıyı, sonrasında da phubbing için kendinizi sorgulamayı unutmayın…

Peki farkında olduğumuz bu durum için neler yapabiliriz? Öncelikle yapmaya çalıştığımız şeyin kendi hayatımız için olduğunun farkında olmalıyız. Akıllı telefonu ve interneti ihtiyaç halleri için kullanmak elbette olağandır. Ama bu durumun hayatımızı ele geçiriyor ve ilişkilerimize zarar veriyor olması ne kadar sağlıklı? Ufak dozda telefonsuz saatler planlayarak işe başlayabiliriz. Kendimizi her gün iki saat bile olsa telefondan arındırarak  yaşamaya başlayabiliriz ve yine telefonsuz alanlar yaratmak da bu konuda yapılabilecek bir diğer şey olabilir. Örneğin, evin belirli odalarında ‘telefonsuz hava sahaları’ yaratılabilir. Her şey çok daha sağlıklı olacak buna inanın!

 

Büşra ÖNGÜ

Felsefe Öğretmeni


  • Paylaş

Lise 2557 0 14 Aralık 2018, Cuma

E-Bülten Üyeliği
Yorumunuzu Yazınız
Yorumlar

Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?

FORMU DOLDURUN
KAYIT VE ÜCRET İÇİN
SİZE HEMEN DÖNELİM

Arama

Kişisel Verilerin Korunması Politikası - Çerez Politikası - Çerez Ayarları