Başlık biraz enteresan gelmiş olabilir ancak maalesef günümüzde popüler kültüre ayak uyduran, modaya kurban edilmiş bir yığın kitap girdi hayatımıza. Edebi zevkten, estetikten uzak bu kitaplar gençler arasında çok rağbet gördü. Neydi peki Reşat Nuri’nin, Peyami Safa’nın, Ömer Seyfettin’in kemiklerini sızlatacak nitelikteki bu eserleri popüler yapan?
PauloCoelho “ İlk kitabımı yazmak 40 yılımı aldı.” demiş. Şimdilerde ise kitap yazmak için bir whatsapp konuşması yetiyor. İçinde aşk geçen birkaç klişe cümle, büyük puntolar, bolca boşluk, her sayfaya en fazla üç cümle, içeriğini belli eden kapak… İşte size 3 dakikada hazırlayabileceğiniz bir kitap tarifi.Hayatımızın en mahrem anlarına kadar sızan sosyal medya bu kitapların da temelini oluşturdu aslında. Süslü, havalı birkaç cümle; atarlı, tripli sözler ergenlik döneminde olan gençlere cazip geliyordu. Kamyon arkası yazıları andıran, whatsapp mesajlarından kopyalanıp yapıştırılan yazılar edebiyat eseri olarak çıktı karşılarına. Sosyal medyanın da etkisiyle reklamı yapılan kitaplar bir süre sonra kitapçılardaki en üst rafları - çok satanları - ele geçirdi. Bir süre sonra etrafımız atarlı sözlerle konuşan gençlerle dolmaya başladı. Halbuki hayatı, dünyayı, yaşadıklarını sözcüklerle dövmeye, yıkmaya çalışan bu gençler Reşat Nuri’nin Çalıkuşu adlı eserindeki Feride’den haberdar olsalardı bu kadar kolay pes ederler miydi yaşadıkları karşısında.
Değerli ebeveynler, çocukların sınırsız özgürlüğün içinde kaybolup gitmesine izin vermeyin, onlara yol gösterin. Aldığı, okuduğu kitaplarda seçici olması gerektiğini hatırlatın. Mümkünse onları sıkmadan okudukları kitaplara siz de göz atın. Türkçe’nin ayaklar altına alındığı bu tarz kitapları okuyan gençlere Sabahattin Ali, Yusuf Atılgan, Oğuz Atay, Orhan Veli eserleri hediye edin. Aksi halde düşünmeyen, anlamayan, sorgulamayan bir nesil yaratacak bu kitaplar.
Son olarak siz değerli gençler, geleceğin mimarı olarak nitelendirdiğimiz sizlerin her alanda donanımlı gençler olarak yetişmesini istiyoruz. Bunun için işe bize değer katan kitaplarla okumaya başlamalıyız.Önceden okuduğunuz içi boş kitaplar için de harcadığınız zamana üzülmeyin. Ne de olsa bataklıklar olmasa bilinir miydi hiç gül bahçelerinin kıymeti.
Ayşe ÖZBEK
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?