Özgür düşünebilme, fark edebildiğimiz baskılardan arınmaya çabalayarak iç dünyamızı yönlendirebilme, yönetebilme gücüdür...

Özgür düşünebilme, seçebilme, karar verebilme, kararda direnebilme, gereğinde kararları yeni bilgilerle değiştirebilme, düzeltebilme başarısıdır. Arama, araştırma, deneme, atılım cesaretidir. Bilgi, sezgi, anlama, kavrama, yorumlama gerektiren seçenekleri görebilme, irade gerektiren eyleme yönelme başarısıdır. Özgür düşünceye geçiş, irade gücümüzle birleşen doğal, ruhsal, kültürel, düşünsel donanımızla sağlanır. Şüphe yok ki, bu kendini gerçekleştirme basamaklarından geçen bireylerden oluşan toplum, çağın ötesine geçmiş, mutlu bireyleri barındıran bir toplum olacaktır.

İnsanın ve buna bağlı olarak toplumun gelişim aşamalarının tetikleyici dinamiği özgür düşünme olmuştur. Özgür düşünen insan özgün de olabilmiş ve toplumlara çağ atlatan buluşlara imza atabilmiştir. Tarihi gerçekler bize gösteriyor ki; olumlu nitelikler, onları teşvik eden ortamlarda çok daha hızlı gelişebiliyor.

Düşünme ve özgürlük bir araya gelince sihirli bir birliktelik oluşturuyorlar. Çünkü özgür düşünme kimileri için bir ideal, kimileri içinse ideale uzanan yolun vazgeçilmez temel unsuru; insan olmanın, insan olduğunun farkında olmasının temel şartı. Hani Aristo'nun bilinen ifadesiyle “insanı hayvandan ayıran belirgin niteliktir düşünme” bir de bu düşünme özgür olsa… Düşünme özgürlüğü büyük insanların büyüklüklerinin de en önemli sebebidir.

Bugün bizler, teknoloji ve dijital yeniliklerin baş döndürücü hızla seyrettiği bir zamanı yaşıyoruz. Gün geçmiyor ki hayatımıza hiç tahmin etmediğimiz bir yenilik katılmasın. Dünyanın hiç bilmediğimiz bir köşesinde yakın gelecekte bizi de etkileyecek bir buluş olmasın.