Okyanus Koleji - Kolej, Özel Okul, Ana okulu, ilkokul, ortaokul, Lise | Okul Öncesinde Okullu Olmak
Okul Öncesinde Okullu Olmak
Okul Öncesinde Okullu Olmak

Anne ve Babanın Okul Öncesinde Çocuğuna Yaklaşımı


Yarına kalmak ancak çocuğumuza yapacağımız yatırımla orantılıdır. Bugün ne koyarsanız yarın ayna kadar karşılığını onlardan alırsınız. Bu nedenle çocuk deyip geçmeden, ama bir o kadar birey olduğunu hatırlayarak onların yanında olmalıyız.

Günümüzde, anne karnında okullu olan çocuklar büyütmeye başladık. Gebelikte yiyecek içecek seçimlerinden, dinlediğimiz müziğe kadar seçimlerin etkileri konuşulur oldu sohbetlerde. Doğal bir süreç, neler eklendiğinde ne olur deneme sürecine dönüştü yavaş yavaş. Her bir fikrin bir etkisi olma ihtimali var ya da belki inandığını gerçekleştirme gücüne sahip beynimizin bize sundukları. Ancak unutulmaması gereken tek ve kesin gerçek, süreç ne olursa olsun dünyaya bir birey daha eklenmesi.

İşte, dünyaya gelen birey ile “birden fazla” yaşama süreci başlıyor. Tek kişilik kararlara son noktanın konulduğu ama bundan şikayetçi olmadığımız akıl almaz bir süreç. Bu sürecin ebeveyne bağımlı geçen zamanlarında sergilenen her tutum, yarına kalmanızda etkili oluyor. Çocuğun, yerinde ve zamanında karşılanan, dokunulma-güven-yapı/düzen-sosyalleşme-uyarılma-kendini değerli görme gibi temel gereksinimleri karşılandığı oranda sağlıklı bireyin yetişme olasılığı artıyor. Bahsi geçen temel gereksinimlerin karşılandığı ebeveyne bağımlı süreç sonrası devamlılık kazanan davranışlar, bağımlılıktan bağımsızlığını ilan etme düzeyine geçecek çocukta ebeveyn tutumu olarak yansımaya başlıyor. Yani bebeklikten çocukluğa olan süreçte karşılanan temel gereksinimlerin farklı sürdürülürlüğü anne-baba tutumları olarak devreye giriyor. Nelerdir bu anne-baba tutumları?

 1. Baskıcı ve Otoriter Anne-Baba Tutumu: Ailenin genel olarak olmazsa olmaz kuralları net şekilde çocuk üzerinde etkilidir. Bu tutum karşısında, çocuk nazik, dürüst, disiplinli, yardımsever ve dikkatli olmasına rağmen, ürkek, çekingen, kendine güveni olmayan veya çok zayıf, başkalarının etkisi altında kalabilen, duyarlı, korkak, kendi başına iş yapma yeteneği gelişmemiş bir yapıya sahip olabilirler.

 2. Aşırı Hoşgörülü Anne-Baba Tutumu: Aile tüm hayatını çocuğun istek ve arzusuna göre belirler. Çocuğa aşırı sevginin tutarsız ve çocuk merkezli yansıması söz konusudur.  Bu tip ailelerde çocuk ne derse o olur. Böyle ailelerde yetişen çocuklar; bencil, sevgi arsızı, kural tanımayan, doyumsuz kişilik yapılarına sahip olabilmektedirler. Bu çocuklar ev hayatı ve sosyal hayatta geçimsiz, sosyal yönleri zayıf ve benmerkezci bir yapıya sahip bir görünüm çizebilirler.

3. Kararsız ve Dengesiz Anne-Baba Tutumu: Ebeveynlerin iyi anlaşamadığı ve her iki tarafın da baskın karaktere sahip olduğu modelde, çocuk hangisine bakacağına, hangisine uyacağına karar verememekte çoğunlukla kararsız kalarak herhangi bir tepki vermemeyi tercih etmektedir. Bu tip ailelerde yetişen çocuklar genellikle kararsız, her türlü etkilenmeye açık, tutarsız, çabuk karar değiştirebilen çocuklardır. Aynı zamanda duygusal açıdan tutarlı bir tavır sergileyememeleri, uzun vadede kendisinin duygusal tarafını negatif etkileyebilmektedir.

 4. Aşırı Koruyucu Anne-Baba Tutumu: Her zaman, her an kontrol altında tutulan çocuk, aşırı ilgi ve alakaya maruz kalıp, zarar gelebilir endişesi ile rutin faaliyetlerinin bile kısıtlandığı bir aile ortamında büyür. Bu tip ailelerde yetişen çocuklar, aileye aşırı bağımlı, öz güveni olmayan, duygusal açıdan zayıf, sıkıştırıldığında başkalarına suç atabilecek yapıda olabilmektedirler. Bu bağımlılık hali genelde ömür boyu sürmekte ve ebeveyn ilişkilerini tüm ilişkilerine temel varsayarak ilişkilerinde sorun yaşayabilmektedir.

 5. Hoşgörülü ve Güven Verici Anne-Baba Tutumu: İdeal diyebileceğimiz aile tipinde, temel kural ve kısıtlamalar haricinde çocuklar özgür bir şekilde, fakat sorumluluklarının bilincinde olarak yetişirler. Birey olmanın ayırtına varan çocukların öz güvenleri tam, sosyal ilişkiler kuvvetli ve geleceğin ideal yetişkin adaylarıdır.

 6. Tutarsız Anne-Baba Tutumu Tutumu: Genelde kuralların olmadığı, anlık çözüm, anlık tartışma ve anlık mutlulukların söz konusu olduğu aile tipi denilebilir. Çocuk için konulan kuralların bazen çok katı bir şekilde uygulanması, bazen de hiç yokmuş gibi davranılması; çocukta güvensizlik, kurallara karşı kayıtsızlık, çözümün parçası olmayı reddetme, kararsız ve kişiliksiz karakter yapısı meydana getirebilmektedir.

7. Reddedici Anne-Baba Tutumu: Çocuğun, sağlık gibi temel gereksinim hizmetlerini aksatarak çocuğun aslında istenmediğini hissettirmek ve çocuğa karşı düşmanca tutumlar beslemek olarak tarif edilebilir. Bu tip ailelerde yetişen çocuklarda kendisinden daha zayıf olanı ezme, tüm çevresine karşı nefret besleme, kimseye güvenememe, çevresindekilere düşmanca tutum sergileme düşüncelerine sahip olabilirler.

 8. Mükemmeliyetçi Anne / Baba Tutumu: Bu tip ebeveyn tutumu genellikle kendilerinin yapamayıp yaşayamadıklarını çocuklarından bekleyen, biraz yüksek egoya sahip bir çerçevede gözlenir. Genellikle benmerkezci bireylerin oluşturduğu bu ailelerin çocuklarında; yaptığı işi beğenmeme, yetersiz olduğu duygusu, devamlı olarak başkalarını mutlu etmeye çalışma duyguları görülebilir.

 9. Ayrımcılık Yapan Anne-Baba Tutumu: Anne ya da babanın veya her iki ebeveynin ayrımcılık yapmadıklarını söylemelerine rağmen çocukları arasında ayrımcılık yapmaları, sevdikleri çocuklarını, diğerlerinden ayırarak kayırmaları sonucu kayırılan ve dışlanan çocuklarda duygusal hasarlar oluşur. Birbirlerine düşmanca duygular besleyip Sosyopati eğilimi geliştirebilirler.

İşte tüm bu tutumlardan, hangi tutumun seçileceği okul öncesindeki okullu olma algısını etkiliyor. Okul kavramı, alışkın olunan tutumların dışında birçok farklı tutuma maruz kalmanın ilk adımı ile eşleşiyor. Hem öğretmenlerin hem de bu tutumlara sahip birçok ebeveynin yetiştirdiği farklı tutumlara alışkın akranlarla bir araya geliniyor. Dolayısıyla okul öncesinde okullu olmak basit bir anaokulu deneyiminin çok üstünde bir anlam kazanmış oluyor. Aslında okul öncesinde çocuk değil ebeveyn okullu oluyor.

Birçok bilimsel teori birçok varsayımsal yaklaşım ile doğal olan bir süreç karmaşık bir hal alıyor. Bir çocuk dünyaya geliyor ve siz onunla yarına kalıyorsunuz. Bir çocuk için her şey yeni ve öğrenilebilir. Her davranış bir sonuç getirebilir. Ama unutmamalı, bir çocuk en iyi çocuktan öğrenir. Dolayısıyla bilimsel tecrübenin kontrolü sağladığı güvenilir bir ortamı esas alırsanız ve çocuğunuza sevgiyi yüreğinizle hissettirirseniz bir çocuk okul öncesinde mutlu bir okullu olacaktır. Esas olan ise her zaman bir çocuğun mutlu olmasıdır.

 

Psk. Sevda AVUNDUK


  • Paylaş

Okul Öncesi 2612 0 09 Mayıs 2017, Salı

E-Bülten Üyeliği
Yorumunuzu Yazınız
Yorumlar

Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?

FORMU DOLDURUN
KAYIT VE ÜCRET İÇİN
SİZE HEMEN DÖNELİM

Arama

Kişisel Verilerin Korunması Politikası - Çerez Politikası - Çerez Ayarları