Ağaç yaş iken eğilir
‘’Yünlerin beyazlığına boyalarla verilen renk silinmez. Bu yüzden çocuğun ilk yıllarında, henüz tam bir biçim olmamış olan zihnine verilecek bilgilerin ve örnek olacağı kişilerin özenle seçilmesi gerekir.’’
Quintilianus
Çocuğum Büyürken, En Büyük Destekçimdir Okul Öncesi Eğitim…
Bireysel farkındalığımızın oluştuğu, kişilik yapılanmalarımızın temelinin atıldığı en önemli süreçtir erken çocukluk dönemi. 0-6 yaş arası süreci kapsayan ve gelişimimizi olumlu yönde etkileyen. Emeklediğimiz, ilk adımlarımızı attığımız, ilk kelimelerimizle etrafta sevinçler oluşturduğumuz dönemdir. Ailemizin attığı temelleri sağlamlaştıran ve bu davranışları olumlu yönde besleyen en önemli dayanağımız; okul öncesi eğitim programımız ve öğretmenlerimizdir.
Sağlıklı ve istenilen davranışlara sahip bireyler olmamız, erken çocukluk dönemimizde gelişim özelliklerimizin takibi ve gereksinimlerimize uygun yanıtlar alabilmekle mümkün olacaktır. Bilinçli bir destek, sağlam kişilik oluşumunun olmazsa olmazı olarak yaşamımızda önemli rol oynayacaktır. Beyin gelişiminin en hızlı ve en duyarlı olduğu bu dönemde elde edilen deneyimlerin, öğrenme yeteneği, yaratıcılık ve akademik yaşantı üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır.
Fröbel’in deyişiyle okul öncesi eğitimin amacı, çocuğa bilgi aktarmaktan çok, öğrenmeye ilgi uyandırmaktır; çocuğun içinde var olan yeteneklerin serpilip gelişmesine katkı sağlamaktır.
Değişen ve gelişen çocuğun; bilişsel, duygusal, sosyal ve bedensel gelişimi;
Okul öncesi eğitim programının bu dönemdeki duygusal gelişime katkısı; kendini tanıyan, kendini ifade edebilme becerileri desteklenmiş, kendi işini kendisi yapmaya çalışan, problem çözme becerisi yüksek, yaşadığı çatışmaları çözümlemede zorlanmayan, kendi kararlarını vermede daha istekli olabilen, özbenliği olumlu çocuklar yetiştirmektir ailenin de teşvikleriyle.
Fizyolojik açıdan kalem tutma, kesme, yapıştırma, boyama gibi yapılandırılmış ve serbest aktivitelerle ince motor kas gelişimi desteklenirken, sportif faaliyetlerle de koşarak, zıplayarak kaba motor kas gelişimine katkı sağlanmış olur.
Nesneleri eşleştirerek, sınıflandırarak, gözlem ve deney faaliyetleriyle zihni aktif tutan bir öğretim programı, dikkat ve koordinasyon becerilerinin gelişimine de katkı sağlayan faktörler olmaktadır. Yaşıtlarıyla etkileşimleri sonucu, kendi davranışlarını ve dış çevrenin davranışlarını gözlemleyen çocuk; paylaşma, sorumluluk alma, kurallar oluşturup bu kurallara uyum sağlama gibi konularda da daha istekli olacak ve sosyal yaşamın getirilerine kendi benliğini de aktif bir şekilde işleyerek pozitif katkılar sağlayacaktır.
Kendi başına yemek yeme, uyuma, tuvalet eğitimi gibi öz bakım becerilerinin kazanımı, anne babadan ayrı kalarak bireyselleşmeyi ve bununla birlikte sosyalleşmeyi sağlamak, öz saygı ve özgüven gelişiminin temel basamakları olarak karşımıza çıkacaktır. Bu kazanımlar; yetişkinlik döneminde de bizlerin daha üretici ve verimli olmamızı ve sahip olduğumuz potansiyeli tam olarak kullanmamızı kolaylaştıracaktır.
Okul öncesi eğitimin vazgeçilmezidir; oyun…
Oyun; yaratıcılığı ve ilgi alanlarını belirleyen, şekillendiren, çocuğun kendi benliğini ortaya koyabildiği en özgür alandır erken çocukluk döneminde. Etkinlikleri belirli bir sırayla yapmaya alışan çocuk, zaman kavramını benimseyecek ve duygusal iç boşalımını oyun ile sağlayacaktır. El-göz koordinasyonunu güçlendirme, dikkat becerilerini geliştirme, farklı açılardan problem çözebilme bu yaş grubunda oyun yoluyla sağlanmaktadır.
‘Anlatırsan unuturum, gösterirsen hatırlarım, beni de katarsan eğer; öğrenirim.’ demiştir ünlü felsefeci Benjamin Franklin. Öğrenci katılımıyla tamamlanan okul öncesi eğitim programı ile akademik başarısı yüksek, mutlu nesiller yetiştirmek ne kadar da kolaydır aslında...
Çocuğum ben…
Okul öncesi eğitim benim hakkım…
Çocukta zeka gelişimin %70’lik kısmı 0-6 yaş arasında tamamlanır ve öğrenme becerileri bu yaş aralığında gelişim gösterir.
Aileden sonra çocukların sosyalleştiği en önemli yerdir okul. Bir gruba dahil olması, sağlıklı ilişkiler kurması, kültürel değerlerini öğrenmesi ve sosyalleşmesi gibi olgular okul öncesi eğitim ile şekillenecek ve gelişecektir.
3 yaşından itibaren çocuk akran ilişkilerine ihtiyaç duymaktadır. Yalnız başına oynamaktan sıkılan çocuk bir çok kavramı akranlarıyla etkileşim sonucu deneyimleyerek öğrenir. Anneden bu süreçte ayrılan çocuğun bağımsızlığı, kendine güven duygusunun kazanımı için önemli bir faktördür.
Dil gelişiminin en hızlı gelişim gösterdiği bu süreçte çocuk; dilini doğru ve güzel kullanma özelliğini kazanır. Kültürleri, yaşadığı toplumu, çevresini ve insan davranışlarını tanımaya ve tanımlamaya başlar.
Doğru ve yanlış kavramlarını 4 yaş itibariyle kazanmakta olan çocuğun ahlaki gelişimi de bu ölçütte önemli gelişimler gösterecektir. Okul öncesi eğitim, çocuğa davranışlarını deneyimleyebileceği ortamı sunmaktadır.
Teknolojik yaşantının bir getirisi olarak oyundan bir nebze daha uzak yetişen çocuklar için okul; hem sosyalleşebileceği bir yer hem bilişsel süreçlerini geliştiren hem de enerjilerini doğru kullanabileceği oyunlarla bütünleşen bir ortamdır.
Tüm çocukların hakkıdır bedensel ve zihinsel gelişimlerini sağlıklı bir şekilde sürdürebilecekleri ortamda, akranlarıyla birlikte, aile-öğretmen işbirliği ile yaşama hazırlanmak… Bu amaçla okul öncesi eğitim zorunludur ve gereklidir, sağlıklı bir nesil, mutlu yetişkinler için...
Nihal SANCAKTAR
Uzman Psikolog - Okul Öncesi
Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?