Öğrencileri Motive Edebiliyor muyuz?
En basit anlamı ile motivasyon “bir şeyleri yapma arzusudur.” Biz öğretmen olarak sınıfımızda öğrencilerimizi motive etmek için birçok yöntem deneriz. Oysa öğrencilerin motive edilmeye ihtiyaçları var mıdır? Diye bir soru aklımıza gelmez. Öğrencilerimizi motive etmeye çalışırken insanlığın en önemli özelliği olan, düşünebilme özelliğini, iş birliğini, merak duygusunu ve öğrenme keyfini kaçırmamalıyız.
Öğretmenlerin tüm öğrencilerini motive etmek yerine, motive edilmiş olarak doğduklarını bilmeleri gerekiyor. Eğitimcilerin çocukları motive etmekten çok nelerin onların motivasyonlarını bozduğunu bilmeleri ve bu uygulamalara son vermeleri gerekir. Uygulamalarımızla veya dışarıdan etkilerle öğrencilerimizin heyecanını bertaraf etmekten kaçınmalıyız.
Çocuklar hakkında yanlış değerlendirmelerin en zararlı olanlarından birisi “Düşünürken yetişkin gibi oldukları duygularda ise benzemedikleridir.” Gerçek olan bu durumun tersidir: “Çocuklar düşünceleri ile bizden farklıdır lakin bize benzeyen yönleri duygularıdır.
O halde nelerin öğrenci motivasyonunu bozacağını ya da ilerleyen süreçte etki yapacağını belirlemek zor olmasa gerek. Sınıfımızda yapacağımız uygulamaları önce kendi üzerimizde uygulandığını düşünürsek nasıl bir etki oluşturacak. Ortaya çıkacak sonuç bizi nasıl etkileyecek. Bu durum öğrencilerimizin de performansını aynı şekilde etkileyecektir.
Ne zaman ki, öğretmenler her öğrencinin motive edilmiş olarak doğduğunu kabul eder, yetişkinlerin motivasyonunu bozan görev ya da durumların, çocukların da motivasyonunu bozduğunu dikkate alırlarsa sınıf ortamındaki anlama düzeyi artacaktır.
Eğitimci olarak bizim görevimiz, karşımızdaki çocukların motivasyonla geldiklerini kabul ederek bu güdüyü korumak ve bireysel farklılıklara göre ayırt edebilmek olmalıdır. Bunun için,
Geleceğin öğretmenlerinin her ders planının bir parçası motivasyondur.
Öz bir deyişle “Yaşam içimizdeki motivasyondur.”
Taner BULUT
İlkokul Ana Bölüm Başkanı