Hiç şüphesiz ki her birey matematik bilir. “Nasıl bilir ?” dememek lazım. Öğretim sistemini ister ilkokul, ister lise, ister üniversite eğitimiyle bitirmiş olsun, her birey matematiğin sayılar ve kurallardan oluşan bir ders olduğunu bilir.Hatta toplum olarak bildiğimiz bir şey daha vardır matematik anlaşılmaz çok zor bir derstir. Sahi neydi şu matematik ? Neden milli korkumuz haline geldi hiç düşündük mü? Aslında bakıldığında matematikte her kuralın, her formülün bir anlamı ve hayatımızda kullanım alanı varken anlaşılmayan bir bilim, bir ders haline gelmesi çok ilginçtir.

Yapılan araştırmalara bakıldığında her kişiden 7'si matematik dersini anlaşılmaz ve çok zor bir ders olduğunu düşünmektedir. Matematik gerçekten de bu kadar anlaşılmaz zor bir ders midir? yoksa toplum bize böyle olduğunu söylüyor ya da bilinç altımıza işliyor?  İnsanın yaşadığı çevre, toplum her zaman düşüncelerini davranışlarını etkilemiştir. Matematik öğreniminde de toplumun rolü aslında fazladır.  Şöyle ifade etmek gerekirse; daha matematiğin ne olduğunu yeni yeni anlamaya çalışan bir ilkokul öğrencisi ilk şununla karşılaşır:      “Sen okula başladın matematik dersi çok zor iyi çalış.“ Bununla da bitmeyip ilkokul, ortaokul  öğrencisini düşünelim;  Hayat bilgisi, sosyal bilgiler dersleri görmektedir. Bu derslere ne kadar ön yargıyla yaklaşabilir ki, kelime anlamlarını bildiğinden elbet bir çağrışım yapmakta ve ön yargı oluşmamaktadır. Ama matematik dersi hakkında tek bilgisi vardır oda zor olduğu. Öyle olduğunu söylemişlerdir. Eğitim öğretim hayatımızın neredeyse  her yılında matematik dersiyle karşılaşır öğrencilerimiz. Zaten bilinçaltında zor diyerek ön  yargılarla boğuştuğu bir ders olan matematik bu sefer başka bir engelle daha çıkar karşımıza: Veliler? Her anne baba öğrencisinin okul hayatındaki başarısında matematiği öncelik gösterir. Matematikten kaç aldın? Benim kızımın matematiği  5 seninkinin?...

Önemli bir ders olan matematik için; anne babaların çocuklarını teşvik etmesi güzel. Fakat matematik başarısını bir zeka ölçeği olarak düşünmekten vazgeçilmelidir.  Her öğrenci matematikten 100 alamayabilir ama 60 almış ise çalışıp 85 alabilir. Şimdi bir düşünelim; matematiğin toplumsal bir sorun milli korkumuz haline geldiği  bir toplumda,  bu şartlar altında matematik öğrenirken öğrencinin doğal zekasını ortaya koyarak başarılı olması imkansız değil ama çok zordur. Aslında bakıldığında eğlenceli bir dünyası vardır matematiğin. Gizemli bir film gibi merak duygumuzu devreye sokarak içine alır bizi. Ve farkında olmadan bir ders olmaktan çıkar. Sen sadece problem çözdüğünü sanırsın ama matematiğin  düşünce sistemini,  kararlarını  etkilediğini  farketmezsin. Matematik çok önemlidir ve her bireyin kendi başarısını ortaya çıkarmak için şuna ihtiyacı vardır: Araştırmak ve korkmamak. Matematiğin ne olduğunu,nerelerde karşımıza çıktığını araştırmalı ve okumalıyız. Böylelikle matematik dersine ilgimiz artar.Öğrencilerin matematik öğrenirken dikkat etmesi gereken şeylerden biri de tabiki çalışmaktır.  Çalışmadan, eline kalemi alıp soruyu çözmeden, sadece bakarsa öğrenci  o soru sadece tahtada kalır. 

Öğrenciler; başarı merdivenlerini çıkarken matematik dersini engel olarak görmemelidir. Bu da öğrencilerin elindedir. Ön yargılardan,  toplum baskılarından kurtulup şöyle düşünmelidir; senin önünde  hedefine giden  bir merdiven var. Ve merdivenin bir basamağında çukurlar var. Eğer sen bakmadan çıkmaya çalışırsan başarıya ulaşamazsın ama çukurlarını yani eksikliklerini , anlamadığın konuları bilip farkedersen  o çukur sana engel olmaktan çıkar. Böylelikle BAŞARI zaten senin olmuştur.
 

Matematik Öğretmeni
  Betül BABAOĞLU