Genellikle halkın yarattığı, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, olağan dışı olayları anlatan masallarımız; günümüzün getirdiği iletişimsizlikle doğal ortamını yitirmiş bir tür ve masal anlatma geleneği olarak kendini sadece ders kitaplarında veya akademik kaynaklarda gösterebilmektedir.

Kültürümüzde insanların bir araya gelmesini sağlayan masal anlatma geleneği; şehir yaşamından, kırsala doğru yayılan teknolojik araçlar sebebiyle neredeyse yok olmaktadır. Ocak başlarında insanların bir işi yaparken anlattıkları, büyüklerin anlattıklarını merakla dinleyen soba başına toplaşmış çocukların heyecanı da gelişen teknolojiyle kaybolup gitmektedir. Bu geleneğin insanlar arasındaki iletişimi ne kadar güçlendirdiği ise yadsınamaz bir gerçektir.

Masalların iletişimi güçlendirmesinin, dinleyicilerin sevgiyle ve merakla geçirdikleri saatlerin yanı sıra çocukların doğru eğitilmesinde de önemli bir rol oynamaktadır. İyinin daima kazandığı, kötünün daima kaybettiği anlatılar; iyiliğin ve doğruluğun insana neler kazandırdığını en güzel şekilde anlatır. Bir büyüğün ağzından bunu dinleyen ve yorumlayan çocuk, bu öğretiyi hayatına kolayca uyarlayabilir.

Bugün bilgisayar, tablet, telefon, apartman yaşamına hapsolmuş çocuklarımız bu gelenekten yoksun büyüyorlar. İnsanların gözünün içine bakarak konuşmadan, karşısındakinin sevgisini, merakını hissetmeden, belki de yanından geçen komşusuna selam vermeden büyüyüp giden çocuklarımız iletişimden tamamen yoksunlar.

İşte bu yoksunluğu, yine biz büyükler tamamlayacağız. O güzel kış akşamlarını, hafta sonu gecelerini yeniden biz unutulmaz kılacağız. Bunu yapmak çok da zor değil! Hafta sonu bir pijama partisi düzenleyin çocuklarınıza. Arkadaşlarını, kuzenlerini topladığı bir parti olsun. Hepsini toplayın etrafınıza, başlayın "Keloğlan" dan ya da anneannenizden, babaannenizden öğrendiğiniz en güzel masaldan. Unutmayın, bu geleneği sürdürecek ve çocuklarımızın da öğrenmesini sağlayacak yine bizleriz.

MASAL

Çocuk gönlüm kaygılardan azade;

Yüzlerinde nur, ekinlerde bereket;

At üstünde mor kâküllü şehzade:

Unutmaya başladığım memleket.

Şakağımda annemin sıcak dizi,

Kulağımda falcı kadının sözü,

Gölbaşında padişahın üç kızı,

Alaylarla Kafdağı’na hareket.

                        O. Veli KANIK

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Özge PEKMEZCİ