Çarpım Tablosu ve Korkular
Yaygın bir kanıya göre çarpım tablosu çok zor öğrenilir. Çarpım tablosunu öğrenmeye çalışan çocuklarımızı görünce hepimizin bir zamanlar yaşadığı kabus ortaya çıkıyor değil mi? Çocuklarımıza, bizlere de yapıldığı gibi “Okul nasıl, matematik notun kaç bakalım, 7 kere 9 kaç söyle bakalım?” diyerek çocuklarımızı farkına varmadan korkuttuğumuzda, hepimizin yaşadığı “yapamayacağım hissi”ni artırmış oluyoruz.
Öncelikle çarpım tablosuna oluşan önyargının kırılması için, çarpım tablosunun aslında kolay olduğunu, ekmek alırken bile kullanıldığını söyleyip cevap verebileceği kolay sorularla öğrenmeyi destekleyebiliriz. Birazcık çaba ile onlar da hemen bu durumu kavrayabileceğini görebilirler.
Çoğumuz ilkokuldayken, tatillerde bile ezberlemek için en fazla zaman ayırdığımız çarpım tablosu macerasına başlıyorduk ancak ezberlemek isteyip istemediğimiz tartışılır. Bir şeyi öğrenirken veya ezberlerken ondan keyif almamız gerekir diye düşünüyorum. Çocukların çarpım tablosunun ezberlenmesinde görülen aksaklıklardan dolayı, 2009 yılında başlayan pilot uygulamayla birlikte “ritmik sayma ile çarpma işleminin öğrenimi” nin başlanılmasına karar verildi. Çarpma işleminin temelini oluşturan toplama işleminin tekrarlı yapılması ile oluşan ritmik sayma, birçok öğrenciye kolaylık sağlamaktadır.
Genelde çarpım tablosunda sıkıntı yaşayan öğrenciler, çarpım tablosunu ritmik saymadan bulabiliyor; ancak sayılar büyüdükçe öğrencinin de gözü korkmaya başlıyor. Ritmik sayma ile büyük sayılarda pratik işlem yapılamadığından, iki ve üç basamaklı sayılarda çarpma işleminde ciddi sorunlar yaşıyor. Çarpım tablosunun mantığını anlamadan, en azından kafiyeli hale getirmeden ezberlenmesinin gerçekten de zor olduğunu, Fransız matematik uzmanı ve psikolog Nicolas Gauvrit kanıtlamıştır. 5×5=25 gibi işlemlerde kafiye bulunduğunu, bu nedenle kolay akılda kaldığını belirten Gauvrit, sayılar ve sonucun birbiri ile uyumlu olmadığı 8×7=56 gibi işlemlerin daha zor ezberlendiğini söyledi.
Sonuç olarak, toplamanın kısa yolunun çarpma olduğunu, öğrencinin toplamayı da hızla yapabilmesi için yine çarpım tablosunun gerekli olduğunu öğrenciye inandırmak gerekir. Ritmik saymayı iyi anlayan çocuk, çarpım tablosunu daha kolay ezberleyebilir ve çarpım tablosuna hakim olan öğrenci de çarpma ile bölme işlemine hakim olabilir.
Günümüzde farklı yöntemler bulunurken çarpma işlemini hızlı yapabilmek çocuklar için hala bir sorun olmaktadır. Bu sorunun çözümü ise gayet basit: Çarpım tablosunu mümkün olduğunca günlük hayatta kullanmak. Eğlenirken öğrenmeyi sağlayan “aile destekli çarpım tablosu terapisi” aile iletişimini de desteklemektedir. Çarpım tablosunu kullanırken “kere” kelimesinin yerine “tane” kelimesinin kullanılması iyi bir yol olabilir. Zorlamadan, sıkmadan bol bol konuşarak oyunlarla, tekerlemelerle bu durumu pekiştirmek ve öğrencileri motive etmek en iyi sonucu verecektir. Bu konuyla ilgili birkaç örneği paylaşmak isterim.
Tekerleme:
İki tane iki, dört, sütünün üstünü ört.
Üç tane üç, dokuz, biz evde yokuz.
Dört tane dört, on altı bu ne güzel kahvaltı.
Beş tane beş, yirmi beş, ikiz kardeş.
Altı tane altı, otuz altı, denizaltı.
Yedi tane yedi kırk dokuz, her yer buz.
Sekiz tane sekiz altmış dört, koş kapıyı ört.
Dokuz tane dokuz seksen bir, bunu herkes bilir.
On tane on yüz, denizde yüz.
Etkinlik:
Duvara 10 X10 luk dev bir karton hazırlayabilirsiniz.
2 x 3 işlemi için, kartonda 2 satır, 3 sütunu boyamasını, kaç tane kare boyadığını saymasını söyleyebilirsiniz. Hatta 2 tane 3 olduğunu görmesini de sağlamış olursunuz.
Tüm bunlar ışığında kendimizin düzenleyebileceği tekerleme ve boyama oyunu ile hepinize bol çarpmalı günler diliyorum.
Özge DEMİRTAŞ
Matematik Zümre Başkanı
Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?