Hoşgörülü Olmanın İnsana Kazandırdıkları
İnsanoğlu sosyal bir yapıya sahip olan varlıktır. Hayatın her aşamasında insanoğlu devamlı çevresiyle iletişim halindedir. Bu iletişim halini incelemek, geliştirmek ve bir çatışma hali veya sorun varsa iyileştirmek insanın iradesine bağlıdır.
Günlük yaşantımızda bir problemi veya sıkıntıyı çözmek adına karşımıza çıkan en önemli unsur hoşgörü bilincidir. Hoşgörü bilincine sahip kişi, çevresindeki herkese karşı ayrım yapmadan eşitlikçi ve iyi niyet şuuruna sahip karakterdedir.
Peygamberlere gönderilen ilahi mesajlarda, ahlaki prensipler önemli bir yer tutmaktadır. Bu prensipler içersinde en çok dikkat çeken ilke hoşgörüdür. Hoşgörü, kendi düşüncesine ters düşse bile başkalarının düşünce ve kanılarına saygı duyma ve rahatsız olmama halidir.
İslam dini, insanları dini yaşama konusunda kerh (zorlama) usulünü kesinlikle benimsememiş ve bireylerin özgür iradesiyle hareket etmesini en uygun yol olarak görmüştür. Nitekim Allah-u Teâla, Yunus sûresi 99. ayette meâlen şöyle buyurmaktadır: "Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen, inanmaları için insanları zorluyor musun?". Ayet-i kerimeden de anlaşılacağı üzere her insanın seçme hürriyetine sahip olduğu ve seçtiği biçimde de yaşama hakkının var olduğu görülmektedir.
İslam dininin içinde yer alan prensiplerin doğru şekilde anlaşılıp tatbik edilmesinde rol model bir şahsiyet olan Hz.Muhammed'in hayatı da hoşgörü bilinci üzerine kuruludur.
İslamiyet için bir dönüm noktası olan Hicret'ten sonra Medine hayatı insanlık tarihi açısından önemli bir yer tutar. Medine’de yaşayan farklı din, dil, ırk ve düşünceye sahip insanların bir arada yaşaması için Hz. Muhammed'in öncülüğünde imzalanan “Medine Vesikası” ılımlı devlet anlayışının bir göstergesidir. Nitekim Medine Sözleşmesi’nde yer alan "Yahudiler, kendi dinlerinde serbest olacaklar." maddesi dini yaşama boyutunda, hür iradeye saygı ve hoşgörü şuuruna verdiği önemi ortaya koymaktadır.
Modern dünya İslam dininin genel kurallarını anlamak için Hz. Peygamber’in hayatındaki hoşgörüye yönelik faaliyetleri incelemeli ve bundan da gerekli dersleri çıkarmalıdır. Müslümanları müsamahadan yoksun şekilde gören insanların, İslam dininin hoşgörü, merhamet, saygı, sevgi, dostluk, empati, vefa ve diğergamlık gibi kavramlara verdiği önemi derinlemesine araştırarak ön yargısız yorumlar yapması yaşantımızda daha sağlıklı neticeler ortaya çıkaracaktır.
Ahmet AKSOY
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni