Eğer size kimya alanında önemli işler başarmış bir kadın adı sorulsaydı, muhtemelen bir çoğunuzun aklına gelecek ilk isim Marie Curie olurdu.

1867 yılında Polonya’nın Varşova kentinde eğitimci bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Asıl adı Marie Salomea  Sklodowska. Fransa’da yaptığı evlilik sonucu adı değişen muhteşem   kadın kimya bilimine adını altın harflerle yazdırdı…
O çağların Polonyasın ‘da kızların üniversitede okuması duyulmuş işitilmiş bir şey değildi bunun için kadınların yurtdışına çıkmaları gerekiyordu. Marie Curie‘de bunun için Paris’e gitti. Maddi imkansızlıklara karşın (bir keresinde sınıfta açlıktan bayılmıştı) sınıfını en başarılı öğrencisiydi. “Bu aşağılık dünyaya veda etmek istiyorum. Neyse ki yokluğum büyük bir kayıp olmayacak!” bunları 17 yaşında sevgilisinden ayrıldığında söyleyen bu genç kız yaşadığı aşk acısından sonra hayatını bilime adamış tüm dünya için çığır açan çalışmalar yapmıştır. 
Hayır! Marie Curie yokluğun tüm Dünya için büyük bir kayıp olurdu.

O güçlü ve başarılı bir kadın. Nobel ödülünü alan ilk kadın hatta Nobel ödülünü iki defa üst üste iki kere alan ilk bilim insanı…
Avrupa’da Fizik dalında doktora yapabilen ilk kadın olduğunu sadece kadın olduğu için bir süre üniversiteye kabul edilmediğini ancak sonrasında Avrupa’nın üst düzey üniversiteleri arasında yer alan Paris Üniversitesinde ders veren ve profesör olan ilk kadın olduğunu biliyor muydunuz?
Albert Einstein onun için “paranın ve şöhretin bozamadığı insan” dedi.

Aldığı ödüller başarılarının ne denli büyük olduğunun açık kanıtı.
1903- Nobel Fizik Ödülü
1903- İngiliz Kraliyet Birliğinden Davy Madalyası
1911- Nobel Kimya Ödülü
1921- Bilime katkılarından dolayı, Amerika’nın kadınları adına, Başkan Warren Harding’den 1gr Radyum Uranyum ile yaptığı çalışmalar sonucu radyoaktiviteyi keşfetmiş olan Marie Curie, ilk radyoaktif element olan Polonyuma ülkesinin adını vermiş ve 1920 ‘li yıllarda kendisine üniversite okumasına izin verilmeyen Varşova’da Radyum Enstitüsünün  kurulmasını sağlamıştır.

Marie Curie radyoloji biliminin  kurucusudur. Toryumun radyoaktif özelliğini bulmuş ve radyum elementini ayrıştırmıştır.
Radyumu Laboratuvar gibi bir ortamda değil evinin arka bahçesinde ki ufak kulübede son derece kötü şartlarda keşfettiğini, Radyoaktif test tüplerini cebinde taşıdığını, masanın çekmecesini bu tüplerin muhafaza yeri olarak kullandığını, Not defterinin maruz kaldığı radyasyondan dolayı kurşun kaplı bölmelerde tutulup radyoaktif koruma altında incelenebildiğini, 1. Dünya savaşı sırasında taşınabilir röntgen cihazları yaparak binlerce askerin hayatını kurtardığını biliyor muydunuz?

Nasıl bir çalışma yürüttüğünün ,uğraştığı şeylerin  hayatına mal olacağının  insanlık için ne yaptığının elbette ki farkındaydı.
1934 yılında çalışmaları sırasında aşırı radyasyona maruz kaldığı için yakalandığı kan kanseri sonucunda Fransa da hayatını kaybetti. Bu yüzden ona "Bilim için ölen kadın" derler.
Ölümünün ardından Sceaux'taki aile mezarlığına gömülmüş ancak, 20 Nisan 1995'te Marie Curie'nin ve kocasının mezarları Fransa' nın ulusal anıt mezarı olan Panthéon'a taşındı.Marie Curie başarılarından dolayı bu şerefe layık görülen ilk kadındır.

Kimya biliminde kadınlar da aktif olarak çalışmalarına karşın erkek baskınlığını ve kadınlara uygulanan ayrımcılığın izlerini Nobel kimya ödüllerinde de görmemiz mümkündür. Bu güne kadar 105 defa verilen Nobel Kimya ödüllerinin 4’ü kadınlara verilmiştir. Bunların ilki Marie Curie (1911) şimdi bende bir kadın olarak bilim ve insanlık uğruna canını hiç korkmadan tehlikeye atmış ve bu yolda ölmüş bu kadar büyük başarılara imza atan ilk ve tek kadın Marie Curie’nin “Hayatta hiçbir şeyden korkmayın yalnız her şeyi anlamaya çalışın.” sözü ile kadınlara seslenmek istiyorum.

Haydi kadınlar büyük başarılar sizleri bekliyor!

NAİLE KAYA İNCE 
Eryaman Okyanus Anadolu Lisesi
Kimya Öğretmeni