Kuantum fiziğini anlayamazsınız, ona sadece alışabilirsiniz...
Newton mekaniği, makro ölçekte olan kısımları açıklamak için kullanılırken mikro ölçekte evreni anlamaya geldiğimizde Newton mekaniğinin bunlar için yetersiz kaldığını görürüz. Newton mekaniğinin (klasik mekanik) tersine kuantum mekaniği evrende hiçbir fiziksel olayın kesin ve ortaya koyulabilir ve net ölçülebilirliğinin mümkün olmadığını bunun yerine bütün bilebildiklerimizin istatistiksel veriler olduğunu söyler. Kuantum fiziği en basit şekilde mutlak doğrular yoktur, tecrübelerden edinilen doğrular vardır diyen ve olasılığı kendine yöntem edinen bir kuramdır. Atom altı parçacıkların ve gözlemlenemeyen sistemlerin davranışlarını temel kabul eder. Doğayı ve sistemi değil, insanı esas alır.
Bir varlığı gözlerken onun mutlaka bir değişime uğradığını savunur. Objektif gözlem bile kendi içinde objektif değildir düşüncesi kurama hakimdir. Klasik fizik insanın dışarıdan gözlem yaptığı bir bilimdir ancak kuantum fiziğinde insan bütünün bir parçasıdır, yaptığı hesabın içindedir, bir diğer anlamda, gözlemin içindedir, bu sebepten anlaşılması zordur. Buzdolabının kapağını kapattığınızda içerdeki ışık söner ama gözlemleyemezsiniz. Işığın söndüğünü bilirsiniz ama gözlemlemeye kalktığınızda ışık yanar. Bilinç olmadan maddenin varlığını kabul etmez kuantum, yani aslında her şey soyuttur ve bir biri ile etkileşim halindedir. Kuantum fiziğinin temel prensibi evrende enerjinin süreksizliği; kuantlar halinde olmasıdır. Kuantum fiziğinin diğer çarpıcı buluşu da birbiriyle hiç iletişim imkanı bulunmayan iki varlık arasında çok önemli korelasyonlar gözlenmesidir. Şöyle ki; aynı kaynaktan çıkıp, karşı doğrultulara ilerleyen iki fotonun oluşturduğu foton çiftindeki bağlılaşımlı davranışları örnek olarak verilebilir. Bunlardan biri üzerinde yapılan bir ölçümün hemen öbürünü de etkilediği görülmüştür.
Kuantum fiziği özünde tüm maddelerin, tüm enerji akışının belli küçük ölçeklenebilir temellere ayrılmış olduğu kuramıdır. Atomun, maddenin ve hatta evrenin işleyişini bu güne kadar tekrar tekrar yapılan deneylerde ispatlayan; her harfinde gerçek insan zekasının parıltıları görülen, kendi adıma yaşamı ve varoluşumu sorgulatan fiziğin yegane dalıdır. Kısacası kuantum fiziği en temel haliyle, mikroskobik seviyedeki her tür madde davranışın açıklayan teoriler bütünüdür. Anlatılanlardan sonra kuantum fiziğini anladığını düşünenler ile alakalı Heinz R. Pagels'in Kozmik Kod (1982) adlı kitabından bir alıntı ile bitirelim: İçimizdeki bir şey kuantum kuramını anlamak istemez. Zekamızla onu kabul ederiz, çünkü matematiksel olarak tutarlıdır ve deney sonuçlarıyla uygundur. Yine de zihnimiz huzursuzdur.
Fizikçiler ve başka insanların kuantum kuramını anlamakta güçlük çekişleri bana, çocukların henüz anlamadıkları bir kavramla karşılaştıkları zamanki yanıtlarını hatırlatıyor. Psikolog Jean Piaget, bu olayı çocuklarda incelemiştir. Belli yaştaki bir çocuğa, her biri farklı şekle sahip, aynı düzeyde bir sıvı ile doldurulmuş saydam kaplar gösterilirse, çocuk tüm kaplarda aynı miktarda sıvı olduğunu düşünür. Çocuk henüz, sıvı miktarını yalnız yükseklikle değil, hacimle de ilgili olduğunu anlamaz. Çocuğa problemi doğru görmenin yolu açıklanırsa, çocuk genellikle bunu anlar, fakat hemen eski düşünme şekline döner. Ancak belli bir yaştan sonra, altı veya yedi yaş civarında, çocuk miktar ile hacim arasındaki ilişkiyi anlamaya başlar. Kuantum kuramını anlamaya başlayış buna benzer. Onu anladığınızı düşünmeniz ve zihninizde kuantum gerçekliğinin bir resmi oluşmasından sonra, tıpkı Piaget'in deneyindeki gibi, hemen eski, klasik düşünme tarzına dönersiniz. Eğer halen ben kuantum fiziğini tam olarak kafama kazıdım diyorsanız;
Kuantum fiziği kafanızı karıştırmadıysa, onu tam olarak anlamamışsınız demektir... Niels Bohr - Fizikçi
Burcu DURAL
Fizik Öğretmeni
Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?