Halide Edib birçok eserinde savaş yıllarındaki Türk kadınını temsil etmiştir. Onun temsil ettiği kadın; ayaklarının üzerinde duran ve vatanını her şeyden üstün tutan kadındır.
Halide Edib, ilklerin kadınıdır: “İlk Amerikan Koleji mezunu genç kız olduğu gibi, ilk kadın hatibimizdir. Cumhuriyet devrimizin ilk kadın romancısı, ilk kadın profesörümüzdür. Her halde, cepheden cepheye koşan entelektüel ilk Türk kadınıdır. Dolayısıyla Türk feminizminde yer alan önemli isimlerden olmakla birlikte Türk feminizminin de öncüsü sayılmıştır.
Tıpkı Halide Edib’in “Ateşten Gömlek” adlı eserindeki Ayşe gibi. Ayşe; savaş yıllarında halkı bilinçlendirmek için uğraşan, cephede hastabakıcılık yapan, milli mücadele uğruna aşkını ikinci plana atan ve vatanına körkütük bağlı olan fedakâr bir kadındır.
Yazarın eserlerinde yer alan kadın profili erkekten üstün olmamakla birlikte erkeksi bir yapıya sahiptir. Aslında burada verilmek istenen mesaj o dönemin toplumsal yaşamında kadınların erkekler için bir tehlike arz etmediğidir. Hatta erkeklerle omuz omuza verip vatanın kurtuluşu ve medenileşmesi için savaşabilirler. Buna örnek olarak yazarın “Yeni Turan“ romanındaki Saniye (Kaya)’yi ele alabiliriz. Saniye ( Kaya) tamamen süsten ve kadınsılıktan uzaklaşmıştır. O artık ‘yoldaş bir kadın’dır. Vatanı uğruna sevmediği biriyle evlenmeyi dahi kabul etmiştir. Ayrıca yazarın bu eseri 1913 yılında sahnelenmek istenmiştir -o dönemde kadınların sahneye çıkması yasaktır- fakat Halide Edib bu yasağı da delmiş ve sahneye çıkmıştır.
Halide Edib hemen her eserinde ideal kadını ele almıştır. “Yeni Turan” romanındaki Kaya karakterinin de güçlü, memleket meselelerine duyarlı, sorumluluk sahibi bir kadın karakter olması bakımından eserin Halide Edib’in ideal kadın anlayışına uygun olduğu görülmektedir. Kadının eğitici yönü ve sosyal hayattaki rolü üzerinde ısrarla durmuştur. “ Türk Kadınının İstikbali “ adlı yazısı bu bağlamda önemlidir. Bu yazısında şöyle demiştir: “Meşrutiyetten önce kadınlar hiç önemsenmezdi. Diğer edilen şeyler gibi nitelikleri de görmezden gelinir; kendi ayakları üzerinde durma hakkı yok sayılırdı. Buna ilaveten genellikle kendi başına konuşabilecek hiçbir kadın bulunmadığı veya varsa bile sayılarının biri ikiyi geçmediği düşünülürdü. Ama bugün bunun tam aksi ortaya çıktı.”
Artık bu dönemin kadını çalışan, eğitimci, kendi ayakları üzerinde durabilen, savaşta erkeklere yol arkadaşlığı yapan, erkeği aileye bağlayan ve aileyi topluluk halinde yaşayacak duruma getiren yüce bir kişiliktir.
Halide Edib’in yukarıdaki eserlerinde yer alan Ayşe, Saniye ve diğerleri işgali yaşamış Türk kadınlarıdır. Bu kadınların hikâyesini yazan Halide Edib, Türk kadınının Milli Mücadele sürecindeki yaşam savaşını yansıtmıştır. Halide Edib’in bağımsızlık savaşında gösterdiği dik duruş ve verdiği kutsal mücadele eserlerindeki kadınlar üzerinden gelecek nesillere aktarılmıştır.
Esra UYGUN
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?