Hayatın Her Alanında Var Olan Bir Gerçek

Matematik; biçim, sayı ve çoklukların yapılarını, özelliklerini ve aralarındaki ilişkileri inceleyen bilim dalıdır. Bu matematiğin bilimsel tanımıdır. Peki daha açık ele alırsak matematik nedir? Aslında matematik hayatımızın her alanında bilerek bilmeyerek kullandığımız vazgeçilmez bir bilimdir.

İnsanlar genelde matematiğin sadece okullarda öğretilen, çocuklara sınavlarında başarı sağlayacak bir ders olarak görürler. Matematiğin bilim olarak hayatımızın neresinde olduğunu bilmemektedirler. Matematik bir yönüyle resim ve müzik gibi bir sanattır. Matematikçilerin büyük çoğunluğu onu bir sanat olarak icra ederler.

Matematik başka bir yönüyle de satranç gibi entellektüel bir oyundur. Kimi matematikçiler de ona bir oyun gözüyle bakarlar. Bence matematik gökyüzüne benzemektedir. Gökyüzü gibi hep bir gizemi vardır. Nasılsa bilim ilerledikçe gökbilimiyle ilgili yeni bulgular elde ediliyor, keşifler yapılıyorsa matematikte de keşfedilmeyi bekleyen bir şeyler her zaman vardır.

İçinde bulunduğumuz evreni saran gökyüzü gibi matematik de diğer bütün bilim dallarını etkilemektedir. Öyle ki nerdeyse hiçbir bilim dalı matematik kullanmadan istediği sonuca ulaşamaz. Galileo’nun dediği gibi “ Evren her an gözlemlerimize açıktır ama onun dilini ve bu dilin yazıldığı harfleri öğrenmeden ve kavramadan anlaşılamaz. Evren matematik diliyle yazılmıştır, harfleri; üçgenler, daireler ve diğer geometrik biçimlerdir. Bunlar olmadan tek sözcüğü bile anlaşılamaz, bunlar olmadan ancak karanlık bir labirentte dolanılır.”  Ya da Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Matematiği kullanmayan disiplinler bilimin dışında kalacaklardır.”

Tarih boyunca gökyüzünün gizemi bile matematik sayesinde çözülmeye başlanmıştır. Hayatımızın bir parçası olan gün, saat, yıl kavramlarının ilk nasıl bulunduğunu hiç düşündünüz mü? İlk çağlardan başlayarak insanoğlu yaşantısını düzene sokmak için havanın kararıp aydınlanma süresine gün dedi. 1 gün 24 saattir diyerek bir günlük zaman dilimini 24 eş parçaya bölerek zaman, saat kavramlarını buldular ve matematik hayatımıza girmiş oldu.

Takvim, yıl kavramları da matematik sayesinde bulundu. Zaman geçtikçe insanoğlu kendini geliştirerek diğer bilim dallarını, gözlemevlerini, güneşin dünyamıza uzaklığını, yıldızların parlaklık ölçümü gibi hayatımızda hep var olan ama çözümlenemeyen gizemi aralamış oldu. Şu an Ay’ı inceleyen bilimler matematik sayesinde uzaklığı, zamanı hesaplamaktadır. Düşünsenize 10 yıl sonra gökyüzünde aslında bu varmış bu kadar uzaklıktaymış diyebiliriz.

Bizim yapmamız gereken ise gökyüzümüz olan matematiğin önemini anlamaya çalışmak ve gereken değeri vermektir. Belki o buluşları siz yapabilirsiniz ya da istediğiniz alanda hayaliniz olan meslekte matematiksel düşünmeyle başarılı olabilirsiniz. Kendi gökyüzünüzü geliştirmek sizin elinizde…

Yazan: Betül Babaoğlu (Okyanus Koleji Lise Matematik Öğretmeni)