'Ağaç Yaş İken Eğilir'

Her ne sebeple olursa olsun, ister çocuğumuzun çok uzaklardaki bir arkadaşıyla akıcı bir şekilde konuşması için, ister en sevdiği filmi altyazısız izleyebilmesi için ya da ailecek yurtdışına çıkıldığı zaman en sevdiği dondurma aromasını seçip söyleyebilmesi için günlük programında yabancı dilin olmasının hem bilişsel hem de sosyal olarak ona sağlayacağı yararlar saymakla bitmeyecektir. 

Çok küçük yaşlardan hatta doğumdan itibaren diyebiliriz, 7 yaşına kadar çocuklar yabancı bir dili öğrenebilme yeteneğine sahiptir. Ve bu dil ya da diller aynı anda 2 ya da 3 bile olabilir. 

Çocuklar, 6-12 ay arasında bebeklikten itibaren kendilerine yöneltilmemiş olsalar bile, havadaki kelimeleri kapıp, dinleyip, onları edinme ve hatta kaydetme yeteneğine sahip doğarlar. Ve işte tam da bu yüzden bu dönemden itibaren onu başka bir dile maruz bırakmak onun beyninde yeni kapılar açmak demektir. 

Bu sürecin çocuğunuza katması muhtemel özellikleri arasında problem çözücülük, eleştirel düşünme yetisi, analiz yapabilme ve yaratıcı olması sayılabilir. 

Örneğin çift dil (ya da daha fazla) öğrenen bir çocuğa bir bardağı nasıl doldurabiliriz diye sorarsak muhtemelen alacağımız cevaplar birden fazla olacaktır. "Kumla, sütle, boncukla.. doldurabilirim" gibi. Bu yaklaşım onun esnek ve çok yönlü düşünebilmesinin ve dil ediniminin ona sağladığı yararların sonucu olacaktır. 

Aynı zamanda birden fazla dille birlikte birden fazla bakış açısı kazanacakları ve analitik düşünebilecekleri için problem odaklı olmak yerine çözüm odaklı davranış sergileyeceklerini söylemek çok iddialı olmayacaktır. 

Bu saydıklarımız çocuklarımızın gelişimine ve hayatlarına katacakları yararların sadece birkaçı. Elbette daha da fazlasını söylemek mümkündür. 

Bu süreçte aklımıza takılması muhtemel sorulardan biri olabilecek 2 dil öğrenirken diller birbirine karışabilir mi sorusunun cevabı elbette hayır olacaktır. Ya da örneğin aynı anda birden fazla dil öğrenimine veya edinimine başlamadan önce kendi dilini tam öğrenmesini beklemeli mi gibi sorular aklımızı kurcalayabilir. 

Fakat tabi ki yukarıda da bahsettiğimiz gibi ne buna başlamanın bir zamanı vardır ne de kendi dilimizi öğrenmenin bir sonu. Bu yüzden de bu bir süreçtir ve bu süreçte çocuklarımız olabildiğince dile maruz kalabilir onları öğrenebilir ve edinebilirler. 

Çocuklarımızın bu yolculuğunda onların yanında olup, öğrendikleri yeni dillerle en güzel sohbetlerini yapmaları dileğiyle... 

İlke Aydoğdu