Okyanus Koleji - Kolej, Özel Okul, Ana okulu, ilkokul, ortaokul, Lise | Ergenlik Döneminde Değişken Duygular
Ergenlik Döneminde Değişken Duygular
Ergenlik Döneminde Değişken Duygular

Çocuğuma Bir Haller Oluyor Diyorsanız...


Öğretmen veya veli, çocuk yetiştiren her yetişkinin diline pelesenk olmuş bir kavram. Ve çocuklarımızın bazen mazereti bazen bahanesi. İnsanların büyük bir bölümünün “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğu’ bir konu da budur. Oysa ergenle geçinebilen, onu anlayabilen baş edebilen anne-babalar oldukça azdır. Ancak aşağıdaki satırlar, okuyanları birer uzman yapmasa da, çocuğuna ilgisinden başka bilgisini de verebilecek, ona rehber olabilecek temeli kazandıracaktır.

Nedir Bu Ergen

“Ergen” olarak tanımlanan kişi ne çocuktur ne de yetişkin. Bu iki uç nokta arasında “kim” olduğunu bulmaya çalışır. Çocukluktan yeni çıktığı için bazen küçük bir çocuk, öte yandan acemi bir yetişkindir. Bir yandan çocuk olarak aileden aldığı değerler ve roller vardır. Diğer yandan toplumsallaşma sürecinde gördüğü değer ve roller. Bunları kıyaslayan “ergen” ikisi arasında bir uzlaşma sağlayarak kendine uygun bir kimlik oluşturma çabasındadır. Ergenlikteki genç, kendine özgü bir kimlik oluştururken, ailesine; özerk, bağımsız, kendi ayakları üzerinde durabilen birisi olduğunu ispatlamaya çalışır. Hatta kendi doğrularını dayatma çabasındadır.

Ergenlik dönemi 11 yaş civarında başlar 20’li yaşlara kadar devam eder. Bu süreç bazı gençlerde sakin bazı gençlerde ise fırtınalı yaşanır. Ya da aynı genç bazı yıllarını durgun bazı yıllarını hareketli geçirir.

Bu yılları fırtınalı yaşayan ergenin ailesi onu anlamakta güçlük çekerken, ergen de anlaşılamadığını düşünür. Anne-babalar bu dönemde, çocuğunu ne kadar tanır ve bu dönemin özelliklerinden ne kadar haberdar olursa o denli aile içi çatışmalar önlenir-kontrol edilebilir.

Çocuklarımız bu süreçte; bedensel, cinsel, sosyal ve duygusal anlamda farklı bir döneme girmiştir. Bu gelişim alanlarında yaşadığı değişim nedeniyle, ergen kendisini farklı hisseder ve çoğu zaman kendisini tanımlamakta güçlük çeker.

Bedensel Gelişimi Hakkında Az Bilinen Sonuçlar

Ergenlik döneminde bir büyüme atılımı yaşanır ve cinsiyet özellikleri belirginleşir. Kastettiğimiz büyüme altılımı çocuğun kısa zamanda dikkati çekecek biçimde birçok yönden büyümesidir. Boyda uzama, kiloda artış, kemiklerde irileşme görülür. Büyüme atılımı sırasında eller ve ayaklar bedenin diğer bölümlerine göre daha çabuk büyür. Bu da geçici bir “beceriksizliğe” yol açar. Yaptığı sakarlıkların nedeni budur. Çocuğumuz değişen vücuduna uyum sağladığında bu sakarlık ortadan kalkacaktır. Bu yüzden “sen beceriksizsin-sakarsın-dikkatsizsin” gibi etiketlemeler yapmamalıyız.

Cinsiyet özellikleri de bu dönemde bedensel değişimde dikkat çeker. Üreme organları ve üreme potansiyeli gelişir.

Başka Bir Boyut Ergenin Cinsel Gelişimi

Cinsel gelişim konusu içeriğin sunumunun zorluğundan hızlıca geçilen bir başlıktır ama biz yerimizin darlığından kısaca değineceğiz. Ergenlikte cinsel gelişimi bedensel gelişimden ayrı ele almakta fayda var. Nihayetinde insan mekanik bir varlık değil. Duyguları, arzuları olan bir canlı ve cinsel gelişimde duygular ve tutumlar var. Çocuklarımız cinselliği; ana-babadan, yaşıtlardan, arkadaşlardan, medyadan, kültürel beklentilerden ve kalıp yargılardan değişik şekillerde öğrenir.

Günümüzde ergenler cinsellik konusunda daha bilgili görünmelerine rağmen, cinselliklerini anlamada ve bununla başa çıkmada güçlük çekmektedir. Yapılan bir araştırma çocuklarımızın bu konu hakkındaki bilgilere yüzde 38 arkadaşlarından, yüzde 21 basılı ve görsel yayınlardan, yüzde 19’u okuldan, yüzde 15’i anne-babadan, yüzde 7 oranında ise kendi deneyimlerinden ulaştığını gösteriyor.

Cinsel gelişim konusunda yaşanabilecek temel olumsuzluk çocuğumuzun suçluluk duyması olabilir. Kız ve erkelerde yaşanan yenilikler, yeni düşünceler; kendilerinin kirli, pis, hatalı, yanlış olduklarını düşündürebilir. Anne baba olarak bu konuda onları hazırlamalı, doğru bilgileri doğru bir üslupla verebilmeliyiz.

Ergenlikte Duygusal Gelişim Yeniden Yapılanma

Ergenlik döneminde duygusal açıdan kişiye özgü bir “yeniden yapılanma” süreci yaşanır. Bağımsızlık çabası içerisinde olan ergen, bir yandan özerkliğini ilan etmeye çalışır. Ancak yalnız kalmaktan da korkar. Şöyle ki; ailesini ve çevresindekileri, kendini kısıtlayan-engelleyen kimseler olarak görürken onları kaybetmekten de korkar.

Genç yüklendiği sorumluluklarla baş etmeye uğraşırken, yaşadığı yetersizlik duygularını çoğunlukla anne ve babaya yüklemeye çalışır. Böylece yetersizlik ve suçluluk duygularının ağırlığından kurtulmaya çalışır. Bunun sonucunda alıngan, kolayca öfkelenen bir insan portresi çizer.

Bu dönemde çocuğumuzun entelektüel konulara ilgisi artar. Adalet, özgürlük konularında tanımlamalar yapıp yaşamaya çalışır. Din, felsefe, siyaset, edebiyat gibi konularda bilgi sahibi olmaya çalışan ergen, sık sık aile üyeleriyle bu konularda tartışmalara girer.

Kimlik arayışı içerisindeki genç ailesi tarafından verilen akılları, öğütleri bir saldırı olarak kabul ederek savunmaya geçer. Ancak bu durumlar yalnızca çocuğumuzdaki duygusal değişimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmaz. Anne- babaların davranışları da bu sonucun ortaya çıkmasında büyük bir etkendir. Anne ve babaların; kuralları koyan, itaat edilmesini bekleyen veya bunun tam tersi aşırı serbest bırakıcı bir tutum sergilemeleri çocuklarıyla ilişkilerine zarar verir. Aile içi tartışmalarla tatsız-gergin yaşanan ergenlik süreci, çocuklarının zayıf bir benlik geliştirmesine sebep olabilir. Zayıf benlik ise sorunlarını çözemeyen, kendini yetersiz kabul etmiş, güçsüz, ailesine-çevresine bağımlı bir insan demektir.

Kuralları koyan fakat bunun yanında; çocuğuna farklı olma, kendi sorumluluğunu üstlenme ve daha fazla karar verme hakkı veren anne-babalar; çocuklarıyla daha az sorun yaşar.

Diğerleri İle Büyüyor Ergenin Sosyal Gelişimi

Sosyalleşme sürecinde ise genç kendisini oraya ait hissedeceği bir grup arayışına girer. Bu da beraberinde yeni insanlar ve yeni ortamlarda bulunma isteğini getirir. İnternet ortamındaki arayışları bu yöndedir. Bu yıllarda; eleştirilmediği, yargılanmadığı arkadaşlık ilişkileri onun için daha değerli olur. Bir de bu dönemdeki gençler birbirinin halinden anlar. Çünkü diğeri de benzer duygular yaşamaktadır ve benzer sorunlara sahiptir. Üstelik aynı şeyleri merak ediyor ve aynı şeylere ilgi duyan insanlardır onlar. Bu yüzden arkadaşlıklarına karışılmasını istemezler. Tabii bu demek değildir ki sizin söz hakkınız yok ya da sizi önemsemezler. Ergenin sosyalleşme sürecinde onun karşısında değil de yanında olmanız işleri kolaylaştıracaktır.

Dileriz çocuklarınızla sağlık, mutluk dolu bir ömrü paylaşırsınız.

 

Bora ÇELİK

Okyanus Kolejleri Lise PDR Bölüm Başkanı

 


  • Paylaş

Lise 3048 0 28 Ekim 2016, Cuma

E-Bülten Üyeliği
Yorumunuzu Yazınız
Yorumlar

Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?

FORMU DOLDURUN
KAYIT VE ÜCRET İÇİN
SİZE HEMEN DÖNELİM

Arama

Kişisel Verilerin Korunması Politikası - Çerez Politikası - Çerez Ayarları