Bu yazıyı okumaya başlamadan önce gözlerinizi bir an kapamanızı istiyorum. Her şey nasılda karanlık. Birde gözleriniz kapalı ayağa kalkıp bir şeyler yapmaya çalıştığınızı hayal edin… Yemek hazırladığınızı, otobüse binmeye çalıştığınızı, kaldırımda yürüdüğünüzü ya da bir şeyler öğrenmeye çabaladığınızı… İşte aynı dünyayı paylaştığımız özel insanların, görme engelli bireylerin yaşadıkları sorunların sadece bir kaçıydı bu.
Tüm bunları düşünüp neler yapacağımı planlarken,bir cümle takıldı kulağıma. ‘Asıl körlük, umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktır’. Bu cümleyi ilk duyduğumda bir eğitimci olarak neler yapabileceğimi bir daha düşünmeye başladım. Ve bir matematik öğretmeni olarak sayıları, matematiksel imgeleri bu özel insanların nasıl öğrenebileceğine kafa yormayı kendime görev edindim. Uzun ve zor bir yolculuğa çıktığımın farkındaydım. Nereden başlamalı, nasıl ilerlemeliydim?
İlk önce Türkiye Görme Engellileri Derneği’nde buldum kendimi.Yanımdabenimle aynı duygulara sahip bir öğrencim Ataberk Ateş ile. Oradaki atmosferi soluduğumuzda, özel dostlarımızla konuşunca aklımızda neler yapabileceğimiz şekillenmişti. Günümüz teknolojisini kullanarak dostlarımıza matematik öğretecektik. Öğrencim bilgisayar oyunları tasarlıyordu. İşte kilit noktamız bilgisayar oyunu hazırlayarak matematik öğretmek olacaktı. Hatta bir adım daha ilerleyip hem de kitap okumalarını sağlayacaktık.
Öncelikle öğretmek istediğimizi verirken eğlendirmek de bizim için önemliydi.Hatta dedik ki,hemeğlendirelim,hemöğretelim,hem de kitap okumalarını sağlayacak bir yol bulalım.Böylece Engele Değil Oyuna Takıl projesi şekillenmeye başladı.Önceliklebir demo oluşturmak için Kraliçeyi Kurtarmak kitabını seçtik.Bu kitap ortaokul çağındaki tüm öğrencilerin severek okuduğu bir kitaptı.Kitapta matematiği pek sevmeyen bir öğrencinin hikayesi anlatılıyordu.Matematiği sevmiyordu ama bir şekilde sihirli bir kalem ile matematik dünyasına giriş yapmıştı.Ve kraliçeyi kurtarmak için bir takım zindanlar geçmesi ve geçmek için de canavarların ona sorduğu matematik sorularını çözmesi gerekiyordu.Biz de oyunumuzu bu kitap üzerine oluşturduk.Görme engeli olan öğrenciler için yaptığımız bu oyunu sadece elleriyle yönetebilecekleri,canavarların sorularını ellerini sadece sağa sola kaydırarak cevaplayabilecekleri bir platform oluşturduk.
Projemiz şekillenince Türkiye Görme Engelliler Derneği genel merkez yönetim kurulu üyesi Mikail Güçlü ile iletişime geçtik.Kendisi bizi derneğe davet etti.Onlara bu projemizden bahsettiğimizde bu alandaki çalışmalara çok ihtiyaç duyduklarını ve çok sevindiklerini söylediler.Özellikle küçük yaştaki görme engelli özel dostlarımızın soyut kavramları öğrenirken zorlandıklarını fakat bu oyunla daha kolay öğrenebileceklerini bizimle paylaştılar.Ve gerçekten çok iyi bir iş yaptığımızı hissettirdiler bize. O dostlarımızın bu projenin hayata geçmesini sabırsızlıkla beklediklerini biliyoruz. Hatta bir şey daha biliyoruz ki bunun gibi çok projeye ihtiyaçları var.
Bu Projemizle ulusal ve uluslararası birçok yarışmaya katıldık ve çok güzel başarılar elde ettik. TÜBİTAK’ın düzenlediği yarışmada Marmara Bölgesi üçüncülülüğü, OBİT’te ikincilik, BaşakşehirLivingLab Türkiye birinciliği ve Uluslar arası Monstratec Bilim Fuarı’nda Dünya üçüncülüğünü kazandık. Elbette bu başarıları elde etmek çok haz vericiydi ama hiçbir ödül o dostlarımızın karanlık dünyasını aydınlatırken yüzlerinde oluşan o ifadenin mutluluğundan daha önemli değildi.
Biz şimdi de bu projemizin kullanılabilmesi için geliştirmeye ve bağlantılar kurmaya devam ediyoruz.
Umuyoruz ki bizim yaktığımız meşale devam etsin ve bu alanda daha çok işler yapılsın. Onların karanlık dünyasını birazda olsa aydınlatabilirsek ne mutlu bize.
Hanife ÖZDEMİR
Matematik Öğretmeni