Çocuğun Okulla İlişkisi
En Çok Çocuk Etkilenir
Onun kişiliğini oluşturan şeylerin bir kısmının doğuştan geldiğini ama büyük oranda yetiştiği ortamdan, çevreden etkilendiği hemen herkesin kabul ettiği gerçektir. İnsanı doğumundan itibaren onu kuşatan bir ilişkiler ağı vardır. Nasıl ki suda balık onu çevreleyen su içinde yaşıyorsa insan da ilişkiler ikliminde, kültür atmosferinde yaşamaktadır. Aile, akrabalık, öğretim yaşantısı, mahalle, yöre, ekran kültürü, toplum değerleri, gelenekler gibi insanlara dair olgular ve yapılar ‘çevre’ kavramıyla ifade edilebilir ve bu uçsuz bucaksız kavramın en büyük kısmını aile oluşturur!
“Bir saniye, bir saniye… Nasıl yani? Çevre ile koskocaman bir hayatı, kültürü, toplumu işaret ediyorsun. Sonra da bunun içinde büyük kısım ailedir.’ diyorsun.” diyen okuyucuların olduğunu tahmin ediyorum. Evet. Çünkü hayatın geri kalanı üzerinde büyük bir etki oluşturduğunu bildiğimiz temel yaşantı, annenin bebeği karnında hissettiği andan ergenlik yıllarına kadar aile yanında, ebeveynleri ile devam eder.
Salonunuzdaki süs bitkisini, saksıdaki çiçeği düşünün. Çocuklarımız yuvamızdan ayrılana kadar bu çiçek gibidir. Siz saksının dibine bardaklarınızın dibinde kalan şekerli, gazlı içecekleri dökerseniz çiçeğinizin gelişimi için yararlı bir şey yapmış olur musunuz? En azından yılda bir kez toprağı değişmezseniz, toprağı havalandırmazsanız çiçeğinizin açmamasından şikâyet etmeye hakkınız olabilir mi? Toprağa gerektiği kadar gübre, besin katmazsanız yeşili, duruşu sağlıklı olur mu? Çiçeğinize iki üç günde bir suyunu vermeyi ihmal ederseniz canlılığını korumasını beklemek doğru olur mu? Peki, çiçeğinizin güneşi pek sevmeyen bir tür olduğunu varsayalım. Onu yaz boyu pencerenin dibine koymanız eziyet değil midir? Toprağının küçük böceklerce işgal edilmesine müsaade ederseniz ‘büyüyecek ve daha güzel olacak’ diye ümit edebilir misiniz?
Hayır.
Neden bir salon bitkisi örneği verdim?
Çünkü çocuklarımız da o çiçekler gibi. Güzelliklerini, mucizevi oluşlarını kastetmiyorum. Mecburiyetlerini işaret ediyorum. Gidemez. Uzaklaşamaz. Maruz kalır. Kendi başının çaresine bakamaz. Kökleri toprağa tutunur. Saksıya mecburdur. Saksısını değişemez! Çocuklarımız gibi. Değil mi?
Bizden ne kadar etkilenirler?
Yaşam şekli bizimkine hiç benzemeyen Çin’de, çocuk bakım evinden bir Çin’li bebeği, geleneksel diyebileceğimiz bir Türk ailenin, evlatlık edindiğini düşünün. Fizyolojik özellikleriyle görünüşünün biyolojik ailesine benzediği kesin. Muhtemelen gözleri çekik, burnu küçüktür. Ancak ana dili, kazanacağı alışkanlıklar, davranışları, inancı, taraftarı olacağı kulüp, damak tadı… Kısacası kültürü nasıl olacaktır? Elbette başta onu yetiştiren insanların değerlerinden ve sonra toplumun diğer kurumlarından etkilenecektir. Bu örneği vermemdeki neden ise kalıtsallığın çevre kadar belirleyici olamayacağına dikkat çekmek. Çocuklar çok etkilenir.
Ayrıca;
İnsan yaşantısında kalıtsal ve çevre etkilerine ek olarak tabi ki kendi iradesi ve öğrendikleriyle; seçtiği, şekillendirdiği bir hayatı var. Ancak sizi bu kitabı edinmeye nedeniniz olan ortaokullu öğrenciniz. Bu büyümeye çalışan çocuğun tercihleri ve iradesi henüz yaşantısını şekillendirecek kadar güçlü olmayabilir. Ve siz onun şu yaşlarında hâlâ güçlü bir etkensiniz.
Bora Serhat ÇELİK
Lise PDR Bölüm Başkanı
Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?