Korku ve Kaygılarla Başa Çıkma Yöntemleri
Korku; çocukların sebebi bilinen ya da bilinmeyen tehlike arz eden durumlar karşısında gösterdikleri doğal tepki olarak adlandırılmaktadır. Tıpkı gülmek, eğlenmek gibi duygusal gelişim içinde yer alan bebeklik döneminden son yetişkinlik dönemine kadar tüm bireylerin gelişim süreçlerinde var olan temel bir duygudur. Yetişkinlikte uyarıcı etkisi yaratıp savunma geliştirmemize yarayan birer mekanizmaya dönüşür.
Kaygı ise, belli bir nedene bağlanmaksızın bireyin kendini zor durumda hissettiği ve daha temkinli davranmaya iten duygudur.
Korku ve kaygı durumları zaman zaman birbiri ile karıştırılabilmektedir. Korkunun kaynağını bilemeyebiliriz ancak kaygı korku hissettiğimiz durumlarda yaşanan duygulardır.
Korkuların ve kaygıların oluşumunda; yaş, cinsiyet, akran gurupları, sosyal öğrenmeler ve en önemlisi aile tutumları yer almaktadır. Anne ve babasını model alan çocuk zamanla anne ve babanın korkularını-kaygılarını taşımaya ve aktarmaya başlamaktadır. 0-6 yaş model alma dönemindeki çocuk anne ve babasından öğrendiği korkuyu ilerleyen yaşlarında farklı korku kaynakları ile birleştirebilir.
Çocuklarda korku ve kaygılar yaş dönemine göre ayrılık, karanlık, canavarlar, gürültü, doğa olayları (gök gürültüsü, şimşek gibi) hayvanlar, yabancı insanlar, hayal ürünleri (yatağın altında, kapı arkasında birinin olması, camdan birinin gelebilme ihtimali gibi) internet oyunları, yakınını kaybetme, bedene yönelik korkular olarak farklılıklar göstermektedir.
Çocuklarda en sık karşılaşılan yalnız yatma korkusudur. Okul öncesi dönemde başlayıp ortaokulda devam edebilen anne baba ile beraber yatma alışkanlığından edinilmiş öğrenilmiş bir davranıştan vazgeçmemeye diretme olarak ifade edilebilir. Uzun bir dönem anne babası ile beraber uyuyan çocuk yalnız kalmaya hazır olmayabilir, karanlıktan ve bulunduğu ortamdan korkuyor olabilir ya da alışkanlık haline dönüştürmüş olabilir. Bu noktada kademeli yaklaşmak sürece alıştırmak en sağlıklı başlangıç olacaktır. Odanın kapısı açık bırakılabilir, ışık açık kalabilir ya da gece lambası uygulanabilir, çocuk uyuyana kadar yanına yatmamak şartı ile yanında kalınabilir. Ancak bilinmelidir ki zaman zaman çocuk ile yatmak çocuğun korkusundan çok ebeveyn isteğinden de kaynaklanabilir. Dönemsel gelişim özelliği göz ardı edilerek sevgi, şefkat gösterdiğine inanan ve nasılsa büyüdüğünde olmayacak duygusu ile çocukları ile yatan ebeveynleri unutmamak gerekmektedir. Bu artık çocuğun değil ebeveyn korkusu olmuştur.
Karanlıkta kendilerini yalnız ve savunmasız hissettikleri için çocuklar korku yaşarlar. Buradaki en büyük etkenlerin başında izledikleri, akranlarından duydukları, hayal dünyası olabilir. Yatağın altından birinin ya da bir nesnenin çıkması, perdenin arkasında birinin olabilme ihtimali, camdan birinin gelmesi, dolabın arkasına hayali birinin saklanması, ayağını yataktan çıkartırsa birinin tutup çekeceği korkusu, tavana baktığında değişik şekiller oluşması, garip sesler duyması olarak karşımıza çıkabilir.
Bu noktada atılabilecek en güzel adım öncelikle çocuğumuzu sakince, eleştirmeden, korkusunu küçük görmeden dinlemektir. Sen artık büyüdün, bundan mı korkuyorsun gibi cümleler korkusunu yenmekten ziyade artıracak ve bunu sizinle paylaşma konusunda sıkıntı yaşamasına ve yaşadığı her sıkıntının kendisine korku olarak dönmesine sebep olacaktır. Öncelikle sakince dinlenmeli, duygusunu korkusunu, ne hissettiğini ifade etmesine imkan tanınmalıdır. Çünkü her korku ciddiye alınmalıdır.
Kalkıp ışığı açarak odaları gezmek, nesnelere bakmak, tuvalete gitmek zamanla korkunun hafifleyerek ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır.
Öneriler:
-Öncelikle korkular ciddiye alınmalı, önemsenmeli ve hissettiği korku kabul edilmelidir. Ciddiye alınmayan korkular zamanla düzeysel artış gösterebilir, sosyal ve kişisel hayatı etkiler hale gelebilir.
- Korkunun nedenleri araştırılmalıdır. “Neden korkuyor? Hangi durumlarda ya da yaşantılarda korku reaksiyonu veriyor?, Ne zamandır korku yaşıyor?” gibi.
-Çocuğunuzla empati kurun .Empati tüm duygusal çözümlemelerin kaynağıdır.
-Çocuğunuzda korkuya neden olabilecek anı kurtarma, istenileni yapma cümleleri kurmayın. “Orası karanlık oraya gitme, “….. yaparsan yalnız kalırsın”
-Telefon, tablet, medya gibi erişimi kolay sınırı olmayan sosyal ağların kullanımı aileler tarafından takip edilmelidir. Hangi sitelere erişim sağladığı,oynadığı oyunlar, sosyal paylaşım ağları takip edilmeli gerekli durumlarda sınırlama getirilmelidir.
- Korkuları olan çocuğa sabırlı davranmalı, korkularını yenmesi için zaman tanınmalıdır. Korkular zamanla öğrenilmiş davranışlar halini aldığı için unutulmamalıdır ki bir çocuğun yürüme davranışı için bile en az 8 aylık bir zaman dilimine ihtiyaç vardır.
- Fiziksel temasın çocuğun korkusunu kontrol altına almasında yardımcı olacağı unutulmamalıdır. Kendini güvende ve sizin yanınızda olduğunu hissetmek bir dokunuşla sağlanabileceği göz ardı edilmemelidir.
- Çocuklara bazı korkularımızın kendimizi tehlikelerden korumak ve güvenliğimiz için normal olduğu da anlatılmalıdır.
- Anne -babaların bazı durumlar karşısında gösterdiği tepkiler de önemlidir. Çünkü çocuklar anne-babalarını örnek alarak etkilenebilirler. Bu şekilde bazı korkular çocuklar tarafından öğrenilir.Anne babada korku yaratan durumların çocukta da gözlemlendiği unutulmamalıdır. Ayrıca çocuk zamanla annenin ya da babanın korktuğu tepki verdiği kaynaklar karşısında aynı tepkiyi vermeye başlayacaktır. John Locke’ un dediği gibi: “İnsan aklı doğuştan boş bir levha gibidir zamanla deneyimlerle dolar. ”Çocuklar da ebeveynlerinden gözlemledikleri korkuları öğreneceklerdir. Annesi köpekten korkan bir çocuk köpekten korkmayı öğrenecektir.
- Çocuğunuz ile korkusu hakkında konuşurken hissettiği korkuyu 0-10 arasında derecelendirmesini isteyebilirsiniz. Eğer çok korkuyorsa 10 hiç korkmuyorsa 0 puan verebilir. Çocuğun korkusunu objektif olarak değerlendirmeye çalışması aslında korkusunun şiddetinin o kadar yüksek olmadığını ona gösterebilir. Zamanla aynı korku yaratan unsura karşı verdiği tepkiler sönebilir.
Sonuç olarak, çocukluk döneminde birçok kaynağa bağlı olarak korkular ve kaygılar oluşabilir. Korkular ve kaygılar ele alınırken çocuğumuzun yaş dönemi özelliği olup olmadığı göz önüne alınarak değerlendirmek gerekmektedir. Bütün bunlara rağmen yenilemiyorsa bir uzman desteği alınmalıdır.
Nur ARIKAN
Rehber Öğretmen
Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?