Ergen Çocuklara En Doğru Yaklaşım Nasıl Olur?
Çocuğum Ergen. Nasıl Yaklaşmalıyım?
Anne baba; çocuklarının içinde bulunduğu yeniden yapılanma dönemine uzak kalmamalı. Evdekilerin ilgisizliği çocuğu farklı arayışlara yönlendirebilir. Ya da içine kapanmasına neden olabilir. Bu dönem hakkında onun düşüncelerinden çok “ne hissettiğine” bakmalı, hislerini anlamalıyız. Onun artık bir çocuk olmadığı ve bir “yetişkin adayı” olduğuna dikkat etmeliyiz. Düşünceleri, beklentileri, kafasına taktığı şeyler, tepkileri; biz yetişkinler tarafından yargılanmadan önce, içinde bulunduğu dönem düşünülerek önce filtre etmeli sonra davranmalıyız. Yani etki-tepkiye dayalı bir iletişim kurmak yerine açık ve anlaşılır bir iletişim kurmalıyız.
Ona sorumluluk vermeliyiz. Çünkü bazı gençlerde “Ben bir işe yaramam” düşüncesi ortaya çıkıyor. Hele dersleri de iyi değilse bu hatalı düşünce kabul edilmiş bir yargı olabiliyor. Ergenlik bir “Ben nasılım?” sorusuna cevap aranan dönemdir. Bu yüzden onu ölçüyü kaçırmadan yüreklendirmeliyiz.
Bizler kuralları koyarken çocuğumuzun görüşlerini de dikkate almalıyız. Bu ona “Senin düşüncelerin önemli” mesajı verir. Bir saygı iletisidir bu. Kendi kararını alabileceğini, sorumluluklar üstlenebileceğini hissettirmeliyiz.
Kuşkusuz gerekli yerlerde gerekli müdahalelerin yapılması çocuğumuzun büyük hatalar yapmadan olumlu bir kimlik kazanmasını sağlayacaktır. Ancak bu müdahaleler olumsuz bir içerik taşımamalıdır.
Anne-babaların olumsuz müdahaleleri ne şekilde olabiliyor
Yetişkinler çocuklarına kendi duygu, düşünce, deneyimlerini anlatıp ve sonrasında onları dinleyerek çocukların kendi yanlışlarını görmelerine yardımcı olabilir. Çocuklara kendi hikâyelerimizi, iyi yaptığımız şeyleri ve hatalarımızı da anlatabilmeliyiz. Ama bu nasihat şeklinde olmamalı. Doğal, içten olması önemli. Hepimiz öyküleri severiz. Biz de kendi öykümüzü ona anlatmalıyız. Ama doğrularımızı dikte etmemeliyiz.
Ergen Ne Hisseder, Nasıl Davranmak İster?
1- Ergenin duygularında genel olarak istikrarsızlık olduğu görülür. Bir gün önce çok mutlu ve enerjik olan genç, ertesi gün içine kapanmış olabilir. Duyguları anlık olarak bile değişebilir. Anne baba bunu bilmeli, bunu bu şekilde kabul etmeli. Her defasında “Daha dün iyiydin, şimdi ne oldu” gibi sorgulamalara girilmemeli. Onun bu değişkenliğine eleştiri yapılmamalı. Bu yaklaşımın bir faydası yoktur.
2- Ergenin duyguları çok dolu ve coşkuludur. Ses tonu, vurgulamaları ve mimikleri daha anlam yüklüdür.
3- Daha yoğun hayal kurar ve gerçeklikten uzaklaşabilir. Bu hayaller gelecek planlarını kapsayabileceği gibi fantastik, gerçeküstü hayaller de olabilir.
4- Ergen zaman zaman yalnız kalmak isteyebilir. Yalnız kalmak istediğini söyleyen gencin bir sorunu olduğu düşünülüp kaygılanılmamalı. Ancak cep telefonu açıksa, internette çevrimiçiyse yalnız kalma isteği; akranlarıyla rahat iletişim kurmak isteğinden kaynaklanıyor olabilir. İlişkinizdeki güveni sarsmayacak, doğru yollarla ondan haberdar olmalısınız.
5- Ergen kendini yorgun hissedebilir, bunun nedeni okulda geçen mesaiden başka vücuttaki enerjinin büyümeye harcanmasıdır. Görev alma ve çalışma konusunda da isteksiz olabilir.
6- Ergen yaşadığı bedensel değişimlerden dolayı çekinebilir ve kendini saklamaya uğraşabilir.
7- Yeni şeyleri deneme merakı artmıştır. Rahatlıkla risk alabilir, tehlikeleri küçümseyebilir.
8- Ergenlik sürecindeki gençler arkadaşlığa çok önem verir. Bu dünyadaki varlıklarını arkadaşlık ilişkilerine göre tanımlayabilirler. Bu yüzden arkadaş seçimi konusunda ergenin dikkatli olması ve ailenin hassas davranması gerekir.
9- Bu dönemde ergenin fark edilme ve takdir edilme ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacını aile içinde gideremeyen ergen, farklı arkadaş gruplarında bu ihtiyacını giderebilir.
Haklı Soru “Bizlerde Çocuk Olduk Genç Olduk. Ama Ailemize Böyle Şeyler Yaşamadık. Bu Farklılık Neden”
Çocuğu bugün ergenlik döneminde olan anne babalar, çocuklarının yaşındayken hayatın sosyal ve ekonomik koşulları farklıydı. İlişkiler ve iletişim de başkaydı. Bundan 20 yıl önce insanın duygularına önem verilmiyordu. İnsan da kendi duygularını fazla dinlemiyordu. Ancak şimdi herkes biliyor ki insan eşsizdir, duyguları önemlidir. Günümüzde bireye daha çok vurgu yapılıyor. Tüketim kültürü de kendini pek çok kanaldan empoze ediyor. Zaten ergen benmerkezci düşünce yapısına sahiptir. Bunlar üst üste gelince hiç bizlerin ergenliğine benzemeyen bir süreç yaşanıyor. Bu durumu, bizim kadar şanslı değiller diye düşünmekte fayda var.
Ergenlik Dönemi Psikolojik Sıkıntıları
Bu dönemde depresyonlarda artış görülür. Özgüven problemi, karşı cinsle ilgili yaşanan problemler, okul ve aile içi problemler buna neden olabilir. Genellikle kısa süreli yaşanır ve müdahale gerekmez. Ergen kendini üzgün ve kötü hissediyordur; ancak günlük hayatına devam edebilir. Önemli olan birkaç ay boyunca aynı olumsuz ruh halini yaşamaması. Bu mutsuzluğun uzaması depresyon belirtisi olabilir.
Bunlar dışında ergen zaman zaman öfke patlamaları yaşayabilir. Bu esnada onunla konuşmaya çalışmak anlamsızdır. Sakinleşmesini beklemek gerekir.
Yeme bozuklukları ise bir başka sorundur. Özellikle çok yemek yeme veya yemeği reddetme ve sürekli kilolu olduğunu düşünme ergende aşılması gereken sorunlardandır.
Suç konusunda yapılan bir araştırmanın sonuçları ilginçtir. Ülkemizde suçların yaklaşık yarısını, 25 yaşın altındaki çocuk ve ergenler işlemiş. Ve ileri yaşlarda suç işleyenlerin büyük bir bölümünün, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde de suç işlemiş. İstatistiklerin çocuk suçlarının en çok 14 yaşında işlendiğini göstermesi, zorlu ergenlik dönemi ile suç arasında dinamik bir ilişkinin varlığını göstermekte.
Ne Yapsak
Ergenlik dönemindeki çocuklarımız anlaşılma ve değer görmeye büyük ihtiyaç duyuyor. Bizler de söz ve davranışlarımızla onların bu ihtiyacına cevap verebilmeliyiz. Aksi takdirde ergen bu duygularını tatmin için farklı çevrelere ihtiyaç duyacaktır. Çocuğumuzla fikir alışverişleri yapılmalı; onu aile konuları dışında tutulmamalıyız.
Anne-baba etkin dinleme becerisini kullanmalı. Sorgulamadan, tuzaklar kurmadan sadece dinleyebilmeliyiz. Konuşarak değil dinleyerek onlara rehberlik edebileceğimizi bilelim. Çeşitli konularda onu objektif bir biçimde saygıyla dinlenmeli ve ortak paydalar bulmaya çalışılmalıyız.
Çocuğumuz çok farklı olmadığımızı, bir aile olduğumuzu hissetmeli. Nasihatler genellikle işe yaramaz, sadece ergenin o an sizi dinlemesini sağlar ama uzun vadede çözüm sağlamaz.
Ergenin arkadaşları eleştirilmemeli. Eleştirmek yerine arkadaşlarını tanıma yoluna gitmeli ve bunu çocuğuna hissettirmeli. Sonrasında hoş olmayan bir durum varsa bu, ergenle paylaşılabilir. Fakat tanımadan eleştirmek ergenin anne babasını haksız bulmasından başka bir işe yaramaz.
Sevgi eksik edilmemelidir. Evdeki genel ortamın gergin olmasından en çok genç etkilenir. Ergenlik dönemi çatışmalı ve gergin geçiyorsa bir uzmandan destek alınması faydalı olacaktır.
Dileriz çocuğunuzla mutlu, sağlıklı bir ömrü paylaşırsınız.
Bora Serhat Çelik
Lise PDR Bölüm Başkanı