Dünya savaşının sonrasında, emperyalist güçler hasta adam olarak gördüğü Türk milletini tarih sahnesinden silme düşüncesiyle Türk yurduna bir kez daha saldırmış ancak tek dişi kalmış bu canavar büyük Türk milleti karşısında yine hezimete uğramıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 1 Kasım 1922’de aldığı tarihi kararla saltanata nokta konulur. 1921 Anayasası ile yeni bir siyasal sisteme geçiş yapılmış ancak henüz yeni devletin adı konulmamıştır.
Meclis’te 1 Nisan 1923’te seçimlerin yenilenmesi kararı alınan ve yapılan seçimde oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhuriyetin kuruluş belgesi olacak Lozan Barış Antlaşması’nı onaylar. Antlaşmanın kabulünün ardından 6 Ekim 1923’te Türk Ordusunun, batılı güçlerin işgali altındaki İstanbul’a girmesi, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde Türk Milleti’nin verdiği ulusal bağımsızlık mücadelesinin zaferle sonuçlandığının ilanı olur.
23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması, ardından 1921 Anayasa’nın ilanı ile geçilen yeni siyasal rejimin adının konulmasının zamanının geldiğinin de işaretidir.Halk Fırkası grubundaki uzun müzakerelerin ardından Cumhuriyetin ilan edilmesi kabul edilir. Parti Grubu’nda kabul edilen tasarı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda da “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri arasında aynen kabul edilir. 29 Ekim 1923 günü saat 20.30’da Cumhuriyet ilan edilir. İstiklâl Harbi'nin neticesinde kazanılan bu zafer, Cumhuriyetle taçlandırılmıştır. Aynı gün Cumhurbaşkanlığı seçimi de yapılarak, Gazi Mustafa Kemal Paşa oybirliğiyle yeni Türk Devletinin ilk Cumhurbaşkanı seçilir.
Türk milleti dünya tarihine her daim yön vermiş, tarih boyunca hürriyetinden asla taviz vermeden devleti ebed müddet anlayışını (sonsuz devlet) her zaman yaşatmış ve canlı tutmuştur. 29 Ekim geleceğimizin teminatı olan Cumhuriyet ;güzel günlere açılan o büyülü kapı , onca acı onca dökülen kan, her şeyin geride kaldığı bir dönemin başlangıcı Cumhuriyet...
Cumhuriyet, hürriyettir!
Cumhuriyet, inançtır!
Cumhuriyet, vatandır!
Cumhuriyet, Türk Milleti'nin zalime boyun eğmeyeceğinin en büyük kanıtıdır!
Türkiye Cumhuriyeti’nin 96 yıllık öyküsü bir başarı, bir uygarlaşma öyküsüdür. Türkiye Cumhuriyet’i laik ve demokratik anlayıştan taviz vermeden, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolunda hızla ilerlemiştir. Atatürk’ün hedef olarak gösterdiği çağdaş uygar ülke olma yolunda laik, demokratik Cumhuriyet rejimi ile kat ettiğimiz mesafe küçümsenecek gibi değildir. Cumhuriyet bize ulus olma bilincini kazandırmıştır. Cumhuriyet bize demokrasi getirmiştir. Demokrasi Türkiye Cumhriyeti’ne verilen en muazzam hediyedir. Hak ve hürriyetlerden yoksun toplumların ayakta kalmaları ve yaşamaları mümkün değildir. Bu nedenle, demokrasiye sahip olan bizlere ve gelecek nesillere düşen en önemli görev; Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunmak, Atatürk ilke ve inkılâplarını koruyup, kollamak olmalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle Türkiye Cumhuriyeti’ni kurup bizlere armağan eden Mustafa Kemal Atatürk; silah arkadaşlarını ve Cumhuriyetimizi korumak için canlarını feda eden şehitlerimizi saygıyla anıyor Allah’tan rahmet diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin 96. yaşı kutlu olsun.
Büşra KURTULUŞ
Avcılar Okyanus Koleji
Tarih Öğretmeni
Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?