Okyanus Koleji - Kolej, Özel Okul, Ana okulu, ilkokul, ortaokul, Lise | Astronomi ve Astroloji
Astronomi ve Astroloji
Astronomi ve Astroloji

Gerçek Bilinen Yanlışlar


Antik çağlarda insanlar, geceleyin yıldızlı gökyüzüne bakarak bu yıldızların ne olduğunu ve yaşamları üstünde ne etkiler yaptığını merak ettiler. MÖ 2500 yılında, gezegenlerin insanın kaderini etkileyen güçlü tanrılar olduğuna inanılan Mezopotamya'da, insanlar gökyüzünü dikkatle izlemeye ve onun geceleri parıltılı, muhteşem sessizliğinde gördüklerinin düzenli kayıtlarını tutmaya başladılar Bu ilk sorular ve eylemlerden sonra astronomi ve astroloji kavramları doğdu.

Astronomi ve Astroloji terimlerinin tanımlarına baktığımızda;

Astroloji: Göksel cisimlerin ve astronomik fenomenlerin, insan karakteri ve kaderi üzerine etkilerinin olduğu önermesini konu alan, bilimsel gerçekliğe sahip olmayan, tarihsel olarak antik çağlara kadar uzanan bir uğraştır. Yunanca ‘yıldız’ anlamına gelen ‘astro’ ve ‘bilgi’ anlamına gelen ‘logos’ kelimelerinden türemiştir.

Astronomi: Kökenleri, evrimleri, fiziksel ve kimyasal özellikleri ile gök cisimlerini açıklamaya çalışmak üzere gözlemleyen bilim dalıdır. Evrende bulunan her çeşit maddenin dağılımını, hareketini, kimyasal bileşimini, evrimini, fiziksel özelliklerini, uzaklıklarını ve birbirleriyle etkileşimlerini inceler. Yunanca ‘yıldız’ anlamına gelen ‘astro’ ve ‘yasa’ anlamına gelen ‘nomos’ kelimelerinden türemiştir.

Astroloji hakkında birçok söylem ve hesaplamalar mevcut olsa da, bu söylemlerden en çok kullanılanı burçlar kuşağı olarak tanımlanan Zodyak’ dır. Zodyak dünyadan bakış açımıza göre Güneş ile aynı doğrultuda bulunan takımyıldızları kuşağı olarak tanımlanmaktadır.

Astrologlara göre: Burç, insanın doğum anında Güneş'in hangi pozisyonda olduğunu gösteren göksel bir alanın sembolik ifadesidir. Eğer doğduğunuz noktadan gökyüzüne, Güneş’e doğru hayali bir çizgi çizer ve bu çizgiyi sonsuza doğru uzatırsanız, bu çizginin bir takımyıldızına ulaştığını görürsünüz. Yani doğduğunuz sırada Güneş’e doğru baktığınızda, eğer onun yoğun ışığı olmasa idi, göreceğiniz şey bir takımyıldızı olacaktı. İşte bu gökyüzü alanı sizin burcunuzu ifade eder. Horoskop olarak çizdiğimiz göksel haritada ise 360 derecelik tam daire üzerinde, yaklaşık 30'ar derecelik 12 bölümdürler.

Astrologların burçların nasıl belirlendiği ile ilgili yapmış olduğu  bu yorumu astronomik gözlemler ve hesaplamalarla karşılaştıralım.

Takım Yıldızlarının Yeri Değişiyor mu?

Gökbilimde presesyon, bir gökcisminin dönme ekseninin hareketi için kullanılır. Bir topacın hareketine benzer biçimde, Yer’in dönme ekseninin doğrultusu yavaş ve sürekli olarak, bir koni tanımlayacak biçimde, yaklaşık olarak 25765 yıllık bir dönemle değişir.

Yapılan hesaplamalara göre; astrologların başvuru kaynağı olan ‘Tetrabiblos’ da tanımlanan takımyıldızlar ( burçlar) geçen 2000 yıllık süreç içerisinde yaklaşık 30 derece batıya kaymıştır. Yani astrolojinin temellerinini atıldığı dönemlerde 24 Temmuz-22 Ağustos tarihleri arasında aslan takımyıldızı Dünyadan bakış açımıza göre Güneşle aynı hizadayken şu anda bu tarihlerde aslan takımyıldızını göremeyiz.

Burçlar 12 Tane mi 13 Tane mi ?

Astrolojiye göre Zodyak kuşağında burçlar olarak isimlendirilen 12 takımyıldızı bulunmaktadır. Ancak olaya astronomik pencereden baktığımızda; Güneş aynı rota üzerinde akrep ve yay takımyıldızları arasında bir bölüme sahip olan ‘Yılancı Takımyıldızı’ nın sınırları içerisinden de geçer.  . Astrologlar bu takımyıldızını Zodyak takımyıldızları içerisinde değerlendirmezler. Bu bilimsel gerçek astroloji ile ilgilenenler tarafından hiç dikkate alınmaz ve bu takımyıldızı burç statüsünde değerlendirilmez. Ancak astronomik kaynaklara baktığımızda Zodyak kuşağında 13 adet takımyıldızı bulunduğu görülmektedir.

Güneş’in Takım Yıldızlarından Geçiş Süreleri Eşit midir?

Astrologlar göre Güneş’in yıllık hareketi sırasında burçlar kuşağındaki her bir takımyıldızla kalma süreleri eşittir. 360 derecelik Zodyak kuşağını her burç için 30 derece, yani eşit olarak tanımlarlar. Ve bildiğimiz üzere her burç 30 günlük periyotlarla birbirini izlemektedir. Ancak olaya astronomik pencereden baktığımızda; Güneş’in yıllık hareketi sırasında burçlar kuşağındaki her bir takımyıldızda kalma süresi farklıdır.

Yukarıdaki üç başlığı göz önüne alarak, astrologlara ve astronomi bilimine göre takımyıldızlarının geçiş tarihleri ve sürelerini karşılaştırdığımızda aşağıdaki tabloyu elde etmekteyiz.

Burçlar

Astrologlara Göre Geçiş Tarihi

Gerçekte Geçiş Tarihi

Gerçekte Geçiş Süresi

Koç

21 Mart – 20 Nisan

21 Nisan – 10 Mayıs

20 gün

Boğa

21 Nisan – 20 Mayıs

11 Mayıs – 20 Haziran

41 gün

İkizler

21 Mayıs – 21 Haziran

21 Haziran – 19 Temmuz

29 gün

Yengeç

22 Haziran – 22 Temmuz

20 Temmuz – 10 Ağustos

22 gün

Aslan

23 Temmuz – 23 Ağustos

11 Ağustos – 16 Eylül

37 gün

Başak

24 Ağustos – 23 Eylül

17 Eylül – 4 Kasım

49 gün

Terazi

24 Eylül – 23 Ekim

5 Kasım – 21 Kasım

17 gün

Akrep

24 Ekim – 22 Kasım

22 Kasım – 30 Kasım

9 gün

Yılancı

(Yok)

1 Aralık – 19 Aralık

19 gün

Yay

23 Kasım – 21 Aralılık

20 Aralık – 13 Ocak

25 gün

Oğlak

22 Aralık – 20 Ocak

14 Ocak – 13 Şubat

31 gün

Kova

21 Ocak – 19 Şubat

14 Şubat – 7 Mart

23 gün

Balık

20 Şubat – 20 Mart

8 Mart – 20 Nisan

44 gün

 

Astrologların yapmış olduğu hesaplama ile astronomi biliminin hesaplamaları arasında çok büyük bir fark olduğu açıkça görülmektedir. Bu tabloya göre astrolojinin temellerini dayandırdığı burçların, aslında yanlış hesaplamalarla belirlendiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

               

Yıldızlar bizi hangi kuvvet ile etkilemektedir?

Astrologlar gökcisimlerinin insanları nasıl etkilediği konusunda ortak bir payda da buluşamamışlardır. Temel etkileşimler parçacıkların birbiriyle nasıl etkileşim halinde olduklarını anlatır. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda bu etkileşimlerin sayısı 4 temel kuvvete indirgenmektedir; Yeğin Nükleer Kuvvet, Zayıf Nükleer Kuvvet, Kütle Çekim Kuvveti ve Elektromanyetizma.

Lawrence E. Jerome, yazmış olduğu ‘Astroloji Çürütüldü’ adlı kitabında bu dört kuvvetin, astrologların bahsettiği şekilde insanları etkilemesinin mümkün olmadığını belirtmiş ve fiziksel olarak ispatlarını yapmıştır. Çünkü bu dört temel kuvvet mesafe ile ters orantılı olarak azalmaktadır. Yıldızların Dünyadan ışık yıları mesafede uzak olduğunu göz önüne aldığımızda, bu kuvvetlerin etkilerinin önemsenmeyecek kadar az olduğunu görmekteyiz.  

Örneğin kütle çekim kuvvetini ele alalım;

Güneş sistemimize en yakın yıldızlardan olan Proxima Centauri nin Dünyaya olan uzaklığı yaklaşık (38x1012 km) 4 ışık yılıdır. Kütlesi ise yaklaşık olarak 16x1030kg dır.

İki cismin birbirlerine uyguladıkları kütle çekim kuvvetini iki cismin kütlelerinin çarpımının aralarındaki mesafenin karesine oranı olarak ifade etmekteyiz.

Kütle çekim denklemine göre Proxima Centauri nin 80 kg lık bir insana uyguladığı kütle çekim kuvveti yaklaşık olarak, 0,88642 kg/m dir.

Yine Kütle çekim denklemine göre 80kg lık bir insana 1 metre mesafede bulunan 100gr lık bir bardağın uyguladığı kütle çekim kuvveti , 8 kg/m dir.

Bu basit hesaba göre 1 metre uzakta duran bir bardağın kütle çekim etkisi, en yakın yıldızın bize uyguladığı kütle çekim etkisinden 10 kat daha fazladır.

Sonuç olarak astrolojinin sözde hesaplamalarla ortaya attığı kehanetlere, modern bilimin ışığıyla baktığımızda, hiçbir gerçekçi yanının olmadığını görmekteyiz.

NEDEN ASTROLOJİ’YE KARŞI ELEŞTİREL DAVRANMALIYIZ?

Odağı Bilim'in Dışına Çekmek

Bir kitap evine gittiğimizde, bilim köşesinde bulunan kitapların on katı kadar astroloji, Zodyak, feng shui, gibi konuların ele alındığı kitapları görürüz. Bunun nedeni sanılandan da basittir. Astroloji ve benzer batıl inançları merak edenlerin sayısı, bilim severlerden daha fazla olduğu için, bu konudaki piyasa daha büyüktür. Ve sadece bununla da kalmıyor, sosyal ağlarda bilimle ilgili sayfalara oranla, kaç tane astroloji hakkında sayfa olduğu şaşırtıcı bir gerçektir. Peki, bütün bunların anlamı nedir? Bilim ve teknolojinin gelişimi yerine, astroloji; insanları bilimin gerçek güzelliğinden uzaklaştırabilmekte ve kanıtlanmamış hayallere inanmalarını sağlayabilmektedir. Bir düşünün, bilime ilgi duyanların sayısındaki azlık, bilim ve teknoloji ile ilgili alanlara daha az sayıda başvurunun yapılacağı anlamına gelmektedir. Bu nedenle bilim ve teknolojinin gelişimi yavaşlayabilmektedir. Belki de batıl inançlar olmadan çoktan galaksimizi daha yakından keşfediyor olurduk.

Sahtekârlıklar

Oxford Sözlüğüne göre sahtekârlığın tanımı şöyledir: "Maddi veya kişisel çıkarlar için haksız ya da suç içerikli bir şekilde kandırma yöntemini kullanmak"

Bir siyasetçiye, bir ekonomiste tutturamadıkları tahminler ya da gerçekleşmeyen müjdeler hatırlatılır, hatta kimi zaman hesap sorulur. Bir doktorun önerdiği tedavinin işe yaramaması halinde o doktorun neden iddia ettiği gibi olmadığı sorusuna yanıt vermesi istenir. Bir mühendis, yapmış olduğu hesap hatasının sorumluluğunu tamamen üzerine alır. Hatta bu mesleklerdeki insanların gerçekleşmemiş vaat ve söylemleri nedeniyle birileri zarar görmüşse, bu kişiler yargılanır ve hapse bile girebilir. Ancak kimse astrologları gerçekleşmemiş kehanetleri dolayısıyla sorgulamaz. Peki neden? Bunun birçok sebebi olabilir ancak en önemli sebebi bence şudur; astrologlar, günlük, haftalık, aylık derken o kadar çok kehanet üretmişlerdir ki, muhtemelen sadece okuyanlar değil kendileri bile bir süre sonra ne dediklerini unutuyorlardır.

Astrologlar geleceğimiz hakkında tahminlerinde, bizim için güzel bir aşkın yakın olduğunu, maddi açıdan daha iyi bir gelirimizin olacağını yaygın bir şekilde iddia ederler. Sonuçlar her zaman aynıdır: Ya tahminler kullanışlı olamayacak kadar anlamsız ya da tutarlı değildirler. Yine de ihtiyaçlarını karşılamayacağı halde insanlar kandırılarak böyle şeyler için paralarını verebilmektedir. Bu açıkçası sahtekârlıktan başka bir şey değildir, bunu yapan astrolog bütün bunların bilincinde olsa da olmasa da.

Batıl İnancın Zararları

Otizm korkusundan dolayı İngiltere ve Güney Afrika gibi ülkelerde çocuklarına aşı yaptırmayan ebeveynler yüzünden neler olduğu bilinmektedir. Kızamık yayılarak yüzlerce ölüme sebep olmuştur. Buna benzer batıl inançlardan dolayı zararlar görülebilmektedir ve bizce buna astroloji de dâhildir. İnsanlar yaşamları için yıldız işaretlerini bir rehber olarak kullandıklarında üretkenlikleri düşürebilir. Çünkü temelsiz tahminlerden dolayı endişe duyabilir ya da yersiz rahatlama duygusuna kapılabilirler.

“Astroloji akıllı bir anne olan astronominin budala kızıdır.” Johannes Kepler

 

Astronom Abdullah Karalar

Okyanus Kolejleri Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi (UBAM) Sorumlusu

 


  • Paylaş

Lise 2297 1 29 Kasım 2016, Salı

E-Bülten Üyeliği
Yorumunuzu Yazınız
Yorumlar
Serap / 02 Eylül 2018, Pazar 01:14
Astroloji ilginc bir sekilde mitoloji ile baglantili ve burclari temsil eden gezegenler mitolojik karsiliklari olan karakterlerin ozelliklerini tasiyor. Ne ilginctir ki bu ozellikleri o burca ait insanlarda cok net gorebiliyoruz. Henuz aydinlatilmamis bir konu bence. Kestirip atmamak iyi olabilir.
FORMU DOLDURUN
KAYIT VE ÜCRET İÇİN
SİZE HEMEN DÖNELİM

Arama

Kişisel Verilerin Korunması Politikası - Çerez Politikası - Çerez Ayarları