Okyanus Koleji - Kolej, Özel Okul, Ana okulu, ilkokul, ortaokul, Lise | Argonun Evrimsel Süreci, Dil, Kültür ve Halkla Olan İlişkisi
Argonun Evrimsel Süreci, Dil, Kültür ve Halkla Olan İlişkisi
Argonun Evrimsel Süreci, Dil, Kültür ve Halkla Olan İlişkisi

Dilin ne olduğunu ve kültürle ilişkisini bilmeden argoyu anlamak pek mümkün değildir.


Öncelikle dili tarif etmemiz gerekir. Dil, insanların birbiriyle anlaşma aracıdır ve dil sayesinde birbirimizle iletişim kurabiliriz. Derdimizi, sevincimizi, kızgınlığımızı, kısacası tüm hislerimizi ve düşüncelerimizi kullandığımız dille karşımızdakine anlatabilir, vücut hareketlerimizle de bu söylediklerimizi destekleyebiliriz.

Kültür ise, bir milletin milli değerlerini, yaşam koşullarını, gelenek ve göreneklerini, geçmişteki yaşanmışlıklarını, bugününü, diğer milletlere nazaran var oluşunun farkını açıkça ortaya koyan bir bütünler zinciridir.
Türkiye’de yaşıyoruz ve hepimizin ortak dili olan Türkçeyi kullanarak söyleyeceklerimizi karşımızdakine rahatça aktarabiliyoruz. Bu, hem kullandığımız dil hem de ortak kültürümüzün bir sonucudur. Bu şekilde kendimizi rahatça ifade edebiliyor ve olası yanlış anlaşılmaların önüne geçebiliyoruz; çünkü ortak bir payda da buluşuyoruz.


Tarihsel süreç içerisinde her milletin toplumsal yapısında, yaşam koşullarına bağlı olarak dilinin ve kültürünün zaman içerisinde bir takım değişimlerden geçtiğini de söylememiz gerekir. Derdini anlatmak için, uzun cümleler yerine daha kısa cümleleri tanımlayacak farklı bir dil ortaya çıkması gibi. Daha çok ayak takımı olarak tabir edilen halkın en alt tabakasından geniş alanlara yayılmış olan bu dil ‘argo’ dilidir. Bu noktada argoyu da açıklamak yerinde olacaktır. Argo, kimi sözcüklerde bilinçli yapılan değişikliklerdir. Bu değişiklikler yeni kelimeler türeterek, yabancı sözcükleri kullanıp yap-boz gibi kelimelerle oynayarak, dili bozarak kelime türetme yoluyla oluşturulan sözcüklerin, tamlamaların, ünlem cümlelerinin farklı anlamlarda yeniden  doğuşudur. 

Türkiye’de külhanbeyi ağzı da denilen argo özellikleBeyoğlu, Galata, Tophane,Sulukule gibi semtler ile suçun ve yoksulluğun cirit attığı kimi başka semtlerde, özellikle hepimizin yakından aşina olduğu Yeşilçam filmlerinde mizah ve küfürlü söyleşilerde çok daha yoğun olarak kullanılmıştır.
Argo aynı zamanda kendi içinde öğrenci argosu, suç argosu gibi gruplara ayrılır. Dersinden kötü not alan öğrenci ‘dersten çaktım’, kötü bir durum için ‘nanay’ derken; suç örgütlerinde eroin için ‘mal’, hırsız için ‘tırnakçı’, para için ‘papel’, çalmak için ‘araklamak’, dalavere- tuzak için ‘zoka’, hapishane için ‘delik’, polis için ‘aynasız’ gibi kelimeleri daha sık kullanılır olmuştur.

Argoyu, esasında sanatlı bir dilken zamanla geçirdiği evrimsel değişimle temelini sonrasında şiddet, hırsızlık, uyuşturucu, kadın, hayvan, öfke, aşağılama vs.den alarak bir yozlaşmanın tanımlayıcı olmuştur. En geniş haliyle bakıldığında aslında sövgünün  merkezi, cennetidir. O nedenle kanun kaçaklarının kullandığı en yaygın dilin argo olması ve bu kişilerin vücut dilleriyle de bunu yansıtmaları bizlerin bu noktada dikkatini çekmelidir. Argo tabirler kullanıp, bunu el-kol, ayak, kıyafetle desteklemek o kişinin hangi ayak takımına ait olduğunu veya hayat görüşünü anlamamızın en değerli kopyalarıdır. Tıpkı hapiste omuzlarına ceketini atarak, mantar topuk ayakkabısının arka kısmını kırarak giyen, beyaz çoraplı, elinde tespihini sallayıp, beline bir kuşak sarmış, başına taktığı kasketini yarım takan ‘ben mahallenin belalısıyım, buranın raconu benden sorulur’ diyen bir kişiyi hepimiz en basitinden Yeşilçam filmlerinde sıklıkla görmüşüzdür. Bu kişiyi görür görmez onun hakkında hemen bir fikre sahip olabilmişizdir. Eskinin artık bu tarz kılık kıyafetli kişilerinin sayısı azalmakla birlikte, modern zamanın raconunu modern kıyafetlerle, son model arabalarla, etraflarında sayısız güzel kadınla, boyunlarında çok değerli ziynet takılarıyla dolaşan erkeklerin alması bize günümüzün aslında yeni suç çetesi profilini çizer olmuştur. Yine bu şekilde takım elbiselilerinraconauygun ağır hal ve hareketleri ile kullandıkları argoları günümüz suç örgüt üyelerinin varlığına işaret etmektedir.

Dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da, kelime hazinesini argoyla beslemekte olan kişiler için bazı durumların ciddi problemler doğurabileceğidir. Yanlış zamanda, yanlış yerde, yanlış insanlara karşı sarf edilen argo sözlerin sonuçlarını kestirmekte pek mümkün olmaz. O yüzden argo kullanılacaksa zaman, mekan, kişi özellikleri dikkate alınmalı, olası sert tepkilerin gelebileceği de unutulmamalıdır. 

Sonuçta argo kullanmak günümüzde bazı litaratür çevrelerince de bir marifet değil, artık bir kişilik bozukluğunun belirtisi, egosu yüksek kişinin kendisinden aşağıda gördüğü kişiyi aşağılamasının bir yolu, kin ve nefretini boşaltmanın en hastalıklı hali olarak görülmektedir.

Argo günümüzde özenti kişilikli, dikkat çekmek için farklı görünmeye çalışanların kullandığı bir dil haline de gelmiştir.En genel haliyle sokak dili olmakla birlikte, denizcilik, para-döviz piyasası (özellikle Tahtakale), suç dünyası, internet, cinsellik, çarşı-pazarın en yaygın kullanılan dili olmuştur.  Hayatı boyunca argo kullanmadım diyen bir kişinin olamayacağı da bu nedenle mümkün değildir. Ne de olsa argo, bir yerde artık günlük hayatımızdaki bir rutin haline dönüşmüş, normal bir söylem halini almıştır.
 

Songül ALTUN

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni


  • Paylaş

Lise 1429 0 05 Şubat 2019, Salı

E-Bülten Üyeliği
Yorumunuzu Yazınız
Yorumlar

Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?

FORMU DOLDURUN
KAYIT VE ÜCRET İÇİN
SİZE HEMEN DÖNELİM

Arama

Kişisel Verilerin Korunması Politikası - Çerez Politikası - Çerez Ayarları