Küçük yaşlardan beri çocuklar kendilerini ifade etme aracı olarak resmi kullanırlar.
Belirli yaş dönemlerini kapsayan bu evreleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
1- Karalama evresi (2 – 4 yaş)
2- Şema önce dönem ( 4 – 7 yaş)
3- Şematik dönem ( 7 – 9 yaş)
4- Gerçeklik dönem ( 9 – 12 yaş)
5- Doğalcılık dönem ( 12 – 14 yaş )
Çocuklar her evrede ve her dönemde kendini anlatmaya çalışır, dolayısıyla bu sıralama çok değişiklik göstermez. Yani her çocuk mutlaka karalama evresini yaşar ve birbirine benzer resimler ortaya çıkar. Aileler bu resimleri farklı şekilde yorumlamaya başlarlar.
Sanat eğitimi alan ya da araştırma yapanların çoğu bu çocukların doğal bir süreç geçirdiğini bilirler. Karalama evresinden sonra çocuk kendini, çevresini, ailesini anlatmaya ve yorumlamaya açık resimler yapmaya başlarlar.
Bana gelen aileler (arkadaş olsun veli olsun) direk çocukların resimlerini gösterme merakı içine girerler. Aramızda kalsın bize gelen misafirler olduğunda babamın şu sözlerini hatırlıyorum: “Kızımın karşısına otur da hemen güzel bir resmini çizsin.” dediğini.Ben çizemezdim tabi. Burada şunu anlatmak istiyorum; çocuklarımıza resim sevgisini aşılamak için, resim çizmeyi onlara dayatmak yerine bu kararı onlara bırakmak daha doğru olacaktır. Yani resim sipariş üzerine değil, tamamen içsel duygular ile yapılmalıdır.
Çocuklar resim yaparken az ve öz çizgilerle öyle bir dünya kurarlar ki bütün anlatmak istediklerini o kâğıda sığdırırlar. Lütfen çocuklarınızın yaptığı çalışmalara sahip çıkın. Yaptıkları resimleri saklayın, tarih atın, anlam kazandırın gelecekteki dünyalarına…“İnsan vücudunun hareketleri o kadar sonsuzdur ki, hafızada saklanması mümkün değildir. Çizdiğin bu resimleri sakla, ileride sana en iyi öğretmen olacaktır.” demiştir, Leonardo Da Vinci.
Çocukların resim çizmeye olan ilgilerinde resim dersinin de büyük bir etkisi olduğunu unutmayalım. Genelde resim dersi pek de önemsenmez. “Resim dersi mi? Boş ver.” gibi cümlelerle karşılaşabiliyoruz maalesef.Çocuklarımızın sadece sayısal ya da sözel derslere ihtiyacı olmadığını, aynı zamanda iç dünyalarını da doyurmamız gerektiğini hatırlatmak isterim. Dikkat edin resim çizen, bir şeyler karalayan çocukların yüzlerine, mutsuz yada karamsar bir ifade görecek misiniz bir bakın. Tabi ki herkes resmi sevecek diye bir kaideyok; fakat sanat dallarından en az biriyle bile ilgilenen çocukların diğer derslerde (matematik, fen, yabancı dil…) daha başarılı olacağı aşikârdır.
Araştırmalara göre müzik, resim, drama, heykel, çizim vb. yaratıcı ifade biçimlerinden herhangi birinde çalışmalar yapan öğrencilerin, uygulanan testler ve sınavlarda daha yüksek puanlar elde ettiğini ortaya koymuştur. Ayrıca kendini motive etmeyi ve başkalarıyla işbirliği yapmayı öğrenirler.
Diğer bazı bulgulara göre sanat eğitimi alan ve sanatla ilgili faaliyetlerde bulunan öğrencilerin okul hayatından kopma oranlarının daha düşük olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak, çocukların sosyal, duygusal, entelektüel ve kişisel gelişimleri için sanat olmazsa olmaz olmalıdır. Jean-Jacques Rousseau’nun dediği gibi: Sanat, şiddeti ortadan kaldırmalıdır, yalnız o yapabilir bunu…
Nevin Ardalı Akyol
İzmir Mavişehir Görsel Sanatlar Öğretmeni
Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?