Okyanus Koleji - Kolej, Özel Okul, Ana okulu, ilkokul, ortaokul, Lise |  Değişen Ergenlerimize Ebeveyn Yaklaşımları
 Değişen Ergenlerimize Ebeveyn Yaklaşımları
 Değişen Ergenlerimize Ebeveyn Yaklaşımları

Gözlerimizi kapatalım ve o dönemimizi hatırlayalım.


İnsan hayatının değişim ve gelişim yolculuğundan geçtiği önemli bir parçası ergenlik. Dünyaya gözlerini açan her insanın yaşadığı tanımak, anlamak ve anlatmak, yeniden adlandırmakla çok fazla ilgilendiğimiz yıllar. Bir insan hayatında çatışmanın, kavganın ve belki de belirsizliğin en yoğun yaşandığı zaman dilimi. Bedensel, zihinsel, duygusal değişimlerin en hızlı ve değişken olduğu, herkesin yaşadığı ama yine de kimsenin bizi anlamadığı dönem.

Gözlerimizi kapatalım ve o dönemimizi hatırlayalım.

Büyüyünce özlenen, hiç doyamadığımızı düşündüğümüz, özgür, hesapsız, hayatımızın en coşkulu, heyecan dolu, tutkulu, aynı zamanda en huzursuz, depresif, kaygılı, başımızın dumanlı olduğu yıllarımız. Kimi zaman ‘’çılgın yerinde duramıyor’’ denilen kimi zaman ise ‘’aklı bir karış havada’’ diye sitem edilen, o meşhur yıllarımız... Hatırlayın o dönemlerde hem yalnız kalmak, hem de bir yere ait olmak ve kimsesiz kalmamak istiyorduk… Aşkı, öfkeyi, üzüntüyü, hayal kırıklığını iyisiyle  kötüsüyle neleri yaşadık o dönemde...

Ergenlik dönemi, herkes için farklı yaşanılan ve insanlık var oldukça yaşanılacak değişmeyen bir olgudur. Genç, bir yandan büyümek için sabırsızlanırken diğer yandan çocuksu davranışlarından kurtulamaz. Ne çocuk ne de yetişkindir. Ailelerin gözünde genç ya çocuktur anlamayandır ya da artık yapılması gerekenleri yapması gereken adam olandır. Aileler kendi dönemlerini çabuk unuttuğu için zaman zaman çatışmalara sebep olan bu süreç de bir sorun olarak karşımıza çıkar.
Ergenler hayatı erişkinlerden daha heyecanlı yaşar. İşin içinde meydan okuma havası da vardır. Buna yetişkinlik denemeleri demek daha doğru bir ifade olur.

Ergenler neden bunu yapmaya çalışır? Yanıt çok basit: Büyüdüklerini gösterme arzusu ve büyüme dürtüsü ile yetişkin gibi davranma çabası… Yeterli tecrübeye sahip olamadıkları için hataya açık davranışlarda bulunma riski oldukça fazladır.
Bir diğer riskli davranış da arkadaşlar arasındaki rekabet ve toplumda yer edinme çabası. Ana kuzusu damgası yememek ya da grubun ortak davranışına ters düşmemek adına zorunlu olarak risk alma durumu.   Hiç istenmese bile… Tabii bir de birbirlerine üstünlük mesajı verme adına gösterilen cesaret gösterileri var, ego yüceltme çabası… Cinsel gelişim, çalışmadan başarma, adrenalin uğruna hayatla dalga geçme… Ergen için bu heyecanlar çok önemlidir ve bu heyecanları yaşamak, denemek ister.

Ergenlerin bu heyecanları kontrol altına alabilmeleri için aileden göreceği desteğe ihtiyaçları vardır. Aileler onlara verimli rehberlik ederek önlem alabilirler. Buradaki rehberlikte ergeni anlama çabasında en önemli faktör motivasyondur. Ergenin zor bir dönem yaşadığının farkında olmak ve ergene bunu yansıtmak, hissettirmek gerekir. Bunun olabilmesinin yolu da aile içinde olumlu bir iletişim ortamı kurulmasından geçer. Ergen ve ailesi zayıf ve güçlü yönleriyle birbirlerini tanır, sever ve birbirlerine güvenirler. Ergen sevildiğini bilir, kendisine güven duyulduğunu, anlaşıldığını düşünür ve bu da ona güç verir.

Ergeni motive ederken değişime ayak uydurmak gerek... Değişime karşı direnç gösterilmesi ve bunun otorite ile sınırlandırılması karşısında gencin büyüme arzuları ve riskli davranışları çoğalacaktır. Zarar göreceği davranışları kabullenmeyip inatlaşma çabası olacaktır. Empati, riski önlemede çok yardımcıdır. 
Korumak adı altında ergeni boğmamak gerek... Hiçbir anne, baba çocuğunun zarar görmesini istemez. Ancak korumak adına dozu kaçırırsa çocukların gelişimlerini engellemiş olurlar. Ergenler zorlukla baş edebilme ve problem çözme becerileri gelişirse yeterlilik düzeyi artar ve daha çabuk olgunlaşırlar.

Ergenler ve çocuklar daha çok duyduklarını değil somut sonuçlarını gördükleri olayları daha kolay öğrenirler. Hele kendi yaşadıklarını doğrudan içselleştirirler. Sürekli öğüt veren anne babalar olmak yerine yaşam şeklimizle beklentilerimizi dile getirmemiz, ergene kolay ulaşmamızı sağlayacaktır.
Sürekli yaptığı hataları söylemek genci aşağılanmış hissettirir ve egosunu korumak için refleks olarak savunmaya geçirir. Hatta açıklarınızı yakalama yoluna girebilir ve bu karşılıklı haklılık savaşına bile dönüşebilir. Bu da değişime ayak uydurma engelidir. Yaşadığımız olayları kişiselleştirmemeli, yanlışlarımız olabileceğini kabul etmeliyiz…

Ergenlerle iletişimde en çok dikkat edilmesi gereken noktalar, empati kurmak, güven ortamı sağlamak, sade ve net mesajlar vermek ve yaşayarak öğrenilenlerin ergene aktarılmasını sağlamaktır. Ergenin motivasyonunu artırmak isteyen aileler, ergenin yapamadıklarının değil yapabildiklerinin üzerinde durmalıdır. Pozitif yönleri desteklenerek öğrenmesi sağlanan ergen, kendisini iyi tanıyacak ve limitleri aşırı zorlayacak eğilimlerden kaçınacaktır…

Unutmayın siz çocuğunuzu büyütürken o da içindeki çocuğu büyütüyor. Çocuklarımızın ergenlik dönemlerini sağlıklı geçirmesi dileğiyle…


Nevvare Canan HANSOY
OKYANUS PDR BİRİMİ
 


  • Paylaş

Ortaokul 1549 0 28 Eylül 2017, Perşembe

E-Bülten Üyeliği
Yorumunuzu Yazınız
Yorumlar

Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?

FORMU DOLDURUN
KAYIT VE ÜCRET İÇİN
SİZE HEMEN DÖNELİM

Arama

Kişisel Verilerin Korunması Politikası - Çerez Politikası - Çerez Ayarları